Huzur romanının Suat (üçüncü) bölümünün ikinci kısmı, Tanpınar'ın toplum ve fert üzerine düşüncelerini ifade ediyor. Başkarakterlerden İhsan, talebelerine görüşlerini anlatırken aslında Tanpınar'ın görüşlerini bildiriyordu. Tanpınar, görüş dünyasını İhsan'ın ağzında bir kez daha dile getiriyordu. İhsan ve Nuran (Birinci ve İkinci) bölümlerinde daha çok kişinin ferdi arayışlarını, hayattan beklentilerini, hayattaki amaçlarını ve diğerlerini dile getirirken yani kişi üzerinde giderken bu bölümde (Suat) millet adına konuşuyordu. Hülasa,
Ahmet Hamdi Tanpınar görüşlerini adım adım söylüyor. İlk bölüm, kişisel bunalımlar; ikinci bölüm, ferdin medeniyetler arasındaki bunalımları; üçüncü bölümün ikinci kısmı da toplumun dertlerini ifade ve çarelerini işaret ediyor.
Suat (üçüncü) bölümünün dördüncü ve beşinci kısımları (bilhassa dördüncü kısım) musikinin araftaki insanlara etkisini özetler nitelikte. Şark'ın musikisi, ruhu boşlukta olanlara etkisini görebiliyoruz. Bu kısımları okuyarak Şark musikisinin Şark-Garp insanın nazarındaki kıymetini de anlayabiliyoruz.
366. sayfa ile 379. sayfa arasındaki Doktor ve Mümtaz diyaloğu takdire şayan. O günlerin (1939) baş konusu olan Dünya Harbinin medeniyetler ve bu medeniyetlerin fertleri üzerindeki etkisi üzerine, yani harp üzerinden medeniyetlerin mukayesesi üzerine yapılmış bir sohbet. Ayrıca, bu eserin fikri kavgasının finali olma özelliğine de sahip.
"Devam etmesi lazım gelen, işte bu türküdür. Çocuklarımızın bu türküyü söyleyerek, bu oyunu oynıyarak büyümesi;
Ne Hekimoğlu Ali Paşa'nın kendisi,
ne konağı, hattâ ne de mahallesi.
Her şey değişebilir,
hattâ kendi irademizle değiştiririz.
Değişmeyecek olan, hayata şekil veren, ona bizim damgamızı basan şeylerdir."