Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hz. Şit - Fusûsu'l Hikem 2

Cemâlnur Sargut

Hz. Şit - Fusûsu'l Hikem 2 Gönderileri

Hz. Şit - Fusûsu'l Hikem 2 kitaplarını, Hz. Şit - Fusûsu'l Hikem 2 sözleri ve alıntılarını, Hz. Şit - Fusûsu'l Hikem 2 yazarlarını, Hz. Şit - Fusûsu'l Hikem 2 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Gerçek odur ki, gönül sefâyı cefâdan ayırt edebiliyorsa, henüz dünya ve vücut iklimindedir.
Sayfa 120 - Nefes Yayınları
Aşk yolu belâlıdır Her kârı cefâlıdır Cânından ümidin kes Cânâna irem dersen
Sayfa 27 - Nefes Yayınları
Reklam
Bütün âlem Allah'ın birliğinin, çeşitli aynalardaki tecellîsinden ibârettir. Aslında ortada aynaya bakandan başkası yoktur.
Sayfa 22 - Nefes Yayınları
Nefs nedir diye sormak, ben kimim diye sormakla aynı şeydir. O halde nefs kendidir ve nefsin her bir ânı nefes diye adlandırılır. Her an nefs için tekamül fırsatıdır. "sûfi ânın çocuğudur." hadîsini bu anlamda incelersek, bu tekâmül fırsatını hissedenin, sûfi olduğu anlaşılmaktadır. Öyleyse her an tekamül imkanı olan nefs, Allah'a
Kulda tecelli eden ismin kendi hakikatini (yani Allahtaki tecellisini) idrak etmesi, o ismin şefaatidir. İnsanın içini bilmesi, yani maddi vücudunu değil de kendindeki manayı idrak etmesine şefaat denir. Bu da Şît Peygamber'e ait bir ilimdir. İnsanın ismi, zatı tecelliye ulaşınca sahip olduğu diğer isimler de aşikar olup insan bu sayede arif olur. Kişinin kendi hakikatini bulma kabiliyetine Allah vergisi denir. Yani ikramın anahtarı Allah ın elindedir. Velhasıl Âdem, yani arif olmak, Şît olmayı gerektirir. Arif olandan bu ilim aşikar olur. Çocuğun babasının sırrı olmasının, manası budur. Yani ariften maârif doğar. Cemalnur Sargut hz şît
Zat bir olup ilahi isim bu bir'e ait olunca, aralarında ortak olan da, aynı narın içindeki tanecikler olmaksa, tanelelerin farklılığı bütün kavgaların nedenidir. Nardaki tanelerin çoğalması, ayrımı artırır ve böylece her nar tanesinin, kendine has enaniyeti benliği oluşur. Narların farklılığı açısından, ilahi mertebe de tekrar edilen birşey yoktur. Her şey, her an yeniden yaratılır. Her nefes, Allah kulunu yeniden diriltir. Bu da Şît'in ilmidir. Cemalnur Sargut hz şît
Reklam
Bil ki sen kalp padişahının lezzetine diğer duyuların lezzetinden vazgeçmedikçe ulaşamazsın. Zira yolcu birinci konaktan çıkmadan ikinci konağa ulaşamaz. Bütün konaklardan geçmeyince şühud kabesine giremez. Hakikate ulaşan arifler tekrar dünya konaklarına döndükleri zaman artık yemek, içmek, cima etmek, bahçelerde gezip dolaşmak dostları ve Allah'tan başkalarını ziyaret etmek onlara mani teşkil etmez. Anla ve bil ki her duyunun ve uzvun kemali ne için yaratılmış ise onun kemaline ve gayesine erişmesidir. Kalbin kemali ne için yaratılmışsa onun kemaline ulaşmasıyla mümkün olur. Bu da Allah 'ı bütün fiilerinde sıfatlarında ve Zatında tevhid etmek birlemek ile mümkündür. O zaman duyuların ve uzuvların lezzeti başka lezzetlere arz başka bir arza ve gökler, başka göklere değişir. Cemalnur Sargut hz şît
Asıl veli, halinde tam yokluğa varan ve Hakk'ın varlığını müşahedeye dalandır. Onun nefsinde bir seçme kudreti yoktur. Ve onun benliğinde, Hak'la beraber ikinci bir varlık karar kılınmaz. O, birçok kerametle teyid edilmiş olmasına rağmen, hepsinden beridir. Hiçbiri ile ilgisi yoktur.
Tecelli, gaybî nurların kalbe doğmasına ve Allah'ın zatının ve sıfatıyla beraber efâlinin, kalpte açığa çıkmasına denir. Tecelli 3'e ayrılır. 1. Tecelli-i Zat 2. Tecelli - i sıfat 3.ef'aldir. Mesela bir kimseye, Zat - ı ilahi tecelli etse, tıpkı Allah'ın dağa tecelli etmesiyle beraber, dağın paramparça olup yanması gibi, o kimse de Allah'ta fenâ bulur. Ancak tecelli-i sıfat, tecelli olunan kimseyi fenâya eriştirmez. Ancak, Allah'ın sıfatı onda zuhur eder. Ken'an er-Rifayi'ye göre tecelliler 3 çeşittir. Ef'âl tecelliyatı nedir? " Salik sülûkünde ve murakabesinde ilerledikçe, kendisinden zuhur eden hareket ve fiillerin, Cenâb-ı Hak'tan olduğunu ve kendisinin adeta bir ağaç mesabesinde bulunduğunu, mevcudatın, hareket ve fiilerinin de Cenâb-ı Hak'tan olduğunu, bütün mevcudatın dahi bir ağaç mesâbesinde bulunduğunu müşahede eder. Cemalnur Sargut hz şît
Hakk'ın tecellisinin aslında çifte bir yapısı vardır. Bu tarih ötesi / zaman ötesi bir olay olduğu kadar zaman içinde zuhur eden bir olaydır da. Bunun 'varlığın' bünyesinde gözlenen en büyük Zıtların çakışması olayı olduğunu söylemek mümkündür. İlahi isimlere uygun olarak Şehadet Alemi'nde görünen alemde, vuku bulan tecelli, her hal için tecelligahın istidadına tabidir. Bu türden tecelli ilahi isimlerin zuhur ettikleri tecelligahlardan başka olmayan "kablar" la değişir. Bu türden tecelli hiçbir şeye bağlı olmayan temel tecelliden ( yani Hakk'ın Zat'ından Zat'ına vuku bulan tecellisinden) tümüyle farklıdır. Cemalnur Sargut hz şît
46 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.