Kimsenin olmadığı, kendime ait bir köşeye çekilir, kaldırmakta güçlük çektiğim duygular yüzünden sessiz gözyaşları dökerdim. Lavların cehennem oyuğunu doldurduğu gibi, gözyaşlarım da yüzümü doldururdu. Ne kadar gözyaşı dökersem dökeyim, geçmeyeceğini bilirdim ama hine de ağlar, sonra hiçbir şey olmamış gibi gizlendiğim köşeden çıkıp hayata karışırdım. Devam ederdim.