Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Toplu Eserleri 3

İdeoloji

Şerif Mardin

İdeoloji Gönderileri

İdeoloji kitaplarını, İdeoloji sözleri ve alıntılarını, İdeoloji yazarlarını, İdeoloji yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Toplum içinde anlamlı simgelerin bütününe toplumun sim­geler sistemi veya kültür adını veriyoruz.
Sayfa 101Kitabı okudu
Belirli bir toplumun yapısal "şekli"ni devam ettirmeyi sağlayan unsur, bu toplulukta yaşayan herkesin başında ta­şıdığı bu gibi simgelerden oluşan dağarcıktır. Simgeler nesil­ den nesile insanlara aynı toplumsal davranışlarda bulunma­yı öğretir. Örneğin "katil" sözcüğü beraberinde daima "nefret edilmesi gereken bir insan" çağrışımı ile beraber gelirse, "ka­til" sözcüğü kaldıkça "katile karşı nefret" müessesesi de ka­lacaktır. Bu açıdan bakıldığı zaman "kanun" dediğimiz toplumsal olayın toplumu ayakta tutan bir "simgeler sistemi" olduğu görülür.
Reklam
Freud'un "ideoloji" kavramına getirdiği yenilik, "yanlı" algılamayı, buğulu gözlük arkasından hakikate bakmayı bir kişilik sorunu saymasıdır. Onun öğretisinde gerçeği bizden saklayan içinde gömülü bulunduğumuz toplumsal yapı değil, kendi bütünlüğümüzü kazanmaya çalışmamızla ilgili çözüm lenmemiş kişisel sorunlarımızdır.
Nietzsche'ye göre birçok filozofun fikirlerine bakıl­dığı zaman, bu fikir ürünleriyle filozofun psikolojik ihtiyaçla­rı arasında bir bağ görülür. İnsanlığın tarihinde görülen bütün fikirler ya saplantıdır ya şahsi çıkarların gizlenmesidir ya da çağın moda tutkularının ifadesidir. Yapılması gereken, bunların temelinin zayıf olduğunu kabul etmek, fikirlerin dış görünüşüne aldanma­maktır.
İdeolojinin hangi koşullarda etkin olmaya başladığını aramamızın bir diğer ekseni de şöyle: Acaba ideoloji belirli bir kişilik yapısı gösteren kimseler arasında daha mı iyi "tu­tuyor"? Onlar üzerinde daha derin bir etki mi yapıyor? Örne­ğin, Erik H. Erikson'a göre ergenlik çağı ideolojiler için bil­hassa uygun bir ortam yaratır, ergenlik çağındaki gençlerin bazı aramalarını cevaplandırır, bundan dolayı bu yaş grubunca kolay benimsenir.
Na­sıl oluyor da bazı düşünceler "bilimsel" olarak tanımlanır­ken, bazı düşünceler "ideolojik" olarak tanımlanıyor? Niçin bu iki anlam birbirinin zıddı olarak kullanılıyor? Bir antro­poloğun deyimiyle: "neden benim ileri sürdüğüm zaman sos­yal felsefe adını verdiğim düşünceyi başkalarında gördüğüm zaman bunları. "kanı" olarak nitelendiriyor, benim düşünce­lerime katılmayan birinde bu çeşit düşünceleri bulduğum za­man bunlara "ideoloji" damgasını basıyorum.''
Reklam
Görüldüğü üzere ideolojilerin zamanımızda "tükenmesi" diye bir şey yoktur. Fakat en sert ideolojilerin toplum içinde yerini bulamamış kimseler arasında rağbet gördüğü de bir gerçek.
Demokratik ülkelerdeki toplum Mitos'u ise "herkesin cumhurbaşkanı olabileceği"dir. Üçüncül sektörün bu soruna katkısının bir de başka bir kaynağı var: hizmet sektöründe çalışan ve memur olmayan -müstahdem gibi- kimseler de seçkinler tabakasının hayatını sürdürmesine yarayan işler yapıyorlar; bu da onları, elitlerin hayatını sürdüren, fakat o hayatı fiilen yaşayamayan insanlar haline getiriyor. Bunun, gene denge bozucu bir etkisinin olduğunu anlamak zor değil. Zira, çağdaş toplum hayatımız bir taraftan kendini bir yere oturtamayan insanları yaratırken, aynı zamanda onlara gittikçe artan bir "kendini başkalarıyla mukayese etme" özgürlüğünü veriyor.
Bu toplumda toplum katları içinde yükselme en çok eğitim yoluyla olmaktadır. Belirli bir diplomayı elde eden kimse "diplomasına layık" bir iş aramakta ve çoğu zaman bulamamaktadır. Bu toplum içinde okumuşların girebileceği yerlerin gittikçe teknik nitelik istemesinden gelmektedir. Oysa eğitim sistemlerini teknik bir yöne çevirmek çok büyük yatırımlar istemektedir. Fakat bu değişikliklerin yapıldığı yerlerde "iki cami arasında binamaz" kimsenin sorununun çözümlediği anlaşılıyor.
360 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.