Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İdris’in İdris

Yaşar Kaplan

En Eski İdris’in İdris Sözleri ve Alıntıları

En Eski İdris’in İdris sözleri ve alıntılarını, en eski İdris’in İdris kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kardan adamlar kendilerini bekleyenlere kavuşamazlar. Kardan adamlar hiçbir yere gidemezler çünkü. Kardan adamların yarını yoktur. Kardan adamların ümîdi de olamaz.
İnsan bunaldığı yerden huzur bulacağı yere göç etse de, nere giderse gitsin, kaderiyle gider.
Reklam
Çünkü dağların gözünü korkutanı gözünü kırpmadan sırtlayandır insan.
Boyuna sorup durmuştu "Ne zaman?" diye. Ne zaman ve nasıl?" Sonunda bir genç atılıp açıklamıştı ona; demiş ki: Tarih yoktur burda. 'Kışın' diye başlar hep bizim hikâyelerimiz, 'kışın kar kapıya çökünce' diye; yahut 'yazın ekinler sararınca', yahut 'güzün bağ bozumunda' diye. Mevsim mevsim yaşanır, mevsim mevsim ölünür. Acılar sevinçler mevsim mevsim bölünür.
İnsan beyazla doğar, beyazla başlar hayata, beyazla veda eder. Beyaz zıbından beyaz gelinliğe, beyaz damatlığa, ordan beyaz kefene. Birkaç solukluk bir koşu, hayat denen şey.
Reklam
İşte böyledir insanoğlu, diye düşünüyor, bir ömür boyu bekler bekler de darda kalınca, bir daha geri dönmemesiye silinip gideceğini anlamaya başlayınca birden acele etmeye başlar. Nice zamandır bir köşeye ittiği, dönüp bakmak bile istemediği pörsümüş anılarına, geçmişin küçük ipuçlarına yeniden sarılmaya kalkışır. Hem de hepsine birden. Beceremez ya, gene de denemekten geri durmaz. Çâresiz kalmıştır, zaman yetersizliğinden korkmaya başlamıştır da ondan belki. Bir daha hatırlamaya zaman bulamama korkusu. Oturup son kez gözlerinde canlandırmak isteğiyle sarsılır, eskittiklerini, unuttuklarını, yitirdiklerini.
Söz gelip özleme dayandı mı, seğirmeye tutulur zaman, özlem dendi mi zaman başlamaz, zaman bitmez. Süregelmektedir hep, ve hep süregitmektedir...
Sayfa 12
Öğretmen denen şu yaratığın nasıl birşey olduğunu merak edip gelen kadınlar da uzaktan birbirlerine sokula sokula biraz şaşkınlık, biraz hayretle izliyorlardı beni. Aradaki mesafe hesaplamasında hata yaptığı anlaşılan bir kadının, yanındakilere " Aynı bizim adamlar gibiymiş" dediği çalındı kulağıma...
Sayfa 13
Bizim yediğimiz kara, içtiğimiz kara olabilir. Doğrudur, türkümüz, haberimiz karadır,  tuzumuz, biberimiz kara. Yelimiz de selimiz de kara. Sürdüğümüz toprak kara, saçtığımız tohum kara. Sabanımız çızgımız, talihimiz yazgımız kara...Kargamız kara, kartalımız kara... Gönümüz kara, günümüz kara...Bizim hayatımız kara, gözümüz kara. Bahtımız kara, baktığımız kara. Toprak kara olmuş çok mu Muallim Bey?
Sayfa 26
Reklam
İnsan bunaldığı yerden huzur bulacağı yere göç etse de, nere giderse gitsin, kaderiyle gider...
Sayfa 34
Vatan dendi mı başka şey bilmez özümüz,  başka şey görmez gözümüz.  Vatana gözünü karartan oldu mu,  bizim de ona gözümüz kararır, yüreğimiz deli deli vurmaya başlar. Amma velakin, gözümüz kara olsa da gönlümüz katiyen kara değildir. Herşeyimiz kara olsa da bir alnımız, bir de gönlümüz kara değildir.  Bu böyle biline Muallim Bey.
Sayfa 27
Bir de fıstık sökümü zamanı :)
...demişti ki: Tarih yoktur burada. 'Kışın' diye başlar hep bizim hikâyelerimiz, 'kışın kar kapıya çökünce' diye; yahut 'yazın ekinler sararınca', yahut 'güzün bağ bozumunda' diye. Mevsim mevsim yaşanır, mevsim mevsim ölünür.
Sayfa 46
Esasen çoğumuz sevinçlerimizi çocukluk çağımızda kabala yaşar tüketiriz. Yetişkinliğe, yaşlılığa yetecek sevinç kalmaz geride...
Sayfa 46
Sanma ki onlar çürürken sen çürümüyordun. Herkes bir türlü çürümekteydi, yürüyen de yürümeyen de...
Sayfa 75
108 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.