İhya-i Ulûm'id Din (10 Cilt Takım)

İmam Gazali

İhya-i Ulûm'id Din (10 Cilt Takım) Sözleri ve Alıntıları

İhya-i Ulûm'id Din (10 Cilt Takım) sözleri ve alıntılarını, İhya-i Ulûm'id Din (10 Cilt Takım) kitap alıntılarını, İhya-i Ulûm'id Din (10 Cilt Takım) en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Aya bakmada izdiham :)
* Belki ârifler çoğaldıkça ünsiyet, anlaşma, ifâde, istifâde de çoğalır. Bunun için hakiki din âlimleri arasında çekememezlik yoktur. Bunların maksatları Allah'ı mârifettir. Bunun ucu bucağı yoktur. Burada darlık diye bir şey düşünülmez. Hepsinin maksadı Allah katında mevki sahibi olmaktır. Bunda da darlık yoktur. Zira Allah katında nîmetlerin en güzeli O'na mülâkat lezzetidir. Burada da darlık düşünülmez. O'nun cemâlini müşâhedede izdiham yok. (Bütün dünya insanlarının aya bakmasında bir izdihâm olmadığı gibi.) Belki bu gibiler çoğaldıkça zevk ve ünsiyet de çoğalır.
Sayfa 672
Hikayeye göre hapse atılan Zünnûn-i Misrî hapishanede günlerce yemek yemez. Bu zatın Allah için kadın bir kardeşliği vardı. Kadın kendi ördüğü örgülerden kazandığı parayla malzemesini alıp hazırladığı bir yemeği gardiyanla gönderir. Misrî yine yemez. Daha sonra kadın Zünnûn'a: - Sana helâl bir yiyecek göndermiştim, niye kabul etmedin, diye serzenişte bulununca; - Ama bana bir zalimin tabağıyla gelmişti, diyerek gardiyan vasıtasıyla gönderilmesine dikkat çekmişti. Pek tabii bu vera rütbesinin zirvesidir
Reklam
Yas evine yani ölü çıkan bir eve yemek götürmek müstehaptır. Peygamberimiz'in amcası oğlu Cafer'in şehâdet haberi geldiğinde Allah Rasûlü: "Cafer'in yakınları ölüleriyle meşguller, yemek yapamamışlardır. Derhal kendilerine severek yedikleri şeyi götürün" buyurur. Evet cenaze evine yemek götürmek sünnettir. Bu yemek cemaate ikram edilirse helâldir, yenilir. Ancak özellikle tutulan ağıt düzerek ağlayan, feryad eden grupla oturulup birlikte yenilmesi doğru değildir.
Ebû Dâvud, Tirmizî, İbn MâceKitabı okuyor
Haccâc bir doktora: — Bana öyle bir reçete hazırla ki ondan başkasına gereksinim duymayayım, der. Doktor da kendisine şunları tavsiye eder: — Genç kadınla evlen, körpe hayvan eti ye, iyice pişmemiş eti yeme, hastalığın olmadıkça herhangi bir ilacı içme, olmuş meyveleri ye. Bir yemeği iyice çiğnemeden yutma. Canının çektiği yemeği ye ama üzerine su içme. Su içtiğinde de hemen ardından bir şey yeme. Büyük ve küçük ihtiyaçlarını hapsetme, tuvalet ihtiyacını duyduğunda gereğini hemen yap. Gündüzleyin yediğinde ardından uyu, geceleyin bir şey yediğinde ise yatmadan önce yüz adım da olsa yürü.
Evet tüm bu kıyaslar, naslar -bayramlara kıyasla- neşe ve mutluluk günlerinde şarkı (gina) söylemenin, raksın, def çalmanın, kargı ve mızrak oyunları oynamanın, habeşliler ile zencilerin oyunlarını seyretmenin mübah olduğunu ortaya koymaktadır. Bayram günleri neşe günleri olduğu gibi, evlenme, velime, akika, sünnet, gurbetten dönüş günleri de bu manada değerlendirilir. Hâsılı şer'an sevinç duyulması meşru görülen her olay bu manada algılanır, ihvanla, eş-dostla bir yemekte veya bir sohbette bir araya gelmek, bir araya gelince gerektiğinde mûsiki dinlemek hep bu kategoride mütalaa edilir.
Âişe -radıyallahu anhâ- anlatıyor: "Bir gün Allah Rasûlü yanıma girdiğinde iki cariye Buâs gününü niteleyen şiirler okuyorlardı. Rasûlullah yatağa girerek yüzünü çevirdi. O arada (babam) Ebu Bekir geldi beni azarladı ve: - Allah Rasûlü'nün huzurunda şeytan mizmarı (çalgısı) öyle mi? dedi. Hemen Rasûlullah yüzünü Ebu Bekir'e döndü ve: - Onlara ilişme! buyurdu. (Ebu Bekir'in o andaki gafletinden yararlanarak) cariyelere göz ettim, onlar da çıkıp gittiler.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.