İhyau Ulumid'd-Din Tercümesi (8 Cilt Takım) Sözleri ve Alıntıları
İhyau Ulumid'd-Din Tercümesi (8 Cilt Takım) sözleri ve alıntılarını, İhyau Ulumid'd-Din Tercümesi (8 Cilt Takım) kitap alıntılarını, İhyau Ulumid'd-Din Tercümesi (8 Cilt Takım) en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'e:
- Ya Rasulallah! Falanca, geceleri namaz kılıyor gündüzleri de hırsızlık yapıyor! diye şikâyette bulunulunca Allah Rasûlü:
- Kılmakta olduğu namazı yakında kendisini engeller buyurur.
Sayfa 895Kitabı okuyor
Peygamber Efendimiz (s.a.v.): “İmâmdan evvel rükû ve secdeden kalkan kimse Allah’ın onun başını merkep başına çevireceğinden korkmaz mı?” buyurmuştur. Şüphesiz sûret bakımından kimsenin başı eşek başına ne döndü ne de dönecektir. Fakat mânâsı itibârıyla böyle olacaktır. Çünkü gerçekten onun başı hayvan başı sûretine dönecek değil, ancak onun vasfını iktisâb edecektir ki o da ahmaklıktır. İmâmdan evvel secde ve rükûdan kalkanın başı, ahmaklık ve anlamamazlıkta eşek kafası gibidir. Zâten aranan da bu mânâdır. Mânânın kalıbı olan şekil değildir. Artık imama uyduktan sonra ondan evvel kalkmak bir tenâkuz ve en büyük ahmaklıktır.
Sayfa 435Kitabı okuyor
Ben de bazen camide yüksek sesle okuyanları dövmek istiyorum :))
Hazret-i Ömer yüksek ses ile niyet edeni dövmüştür.
Sayfa 484 - Erkam Yayınları
Resûl-i Ekrem (s.a.v.):
-"İşte o odur, yâni bu böyledir."
Hz. Ömer, Resûl-i Ekrem (s.a.v.)'in yanına girdi. Hurma liflerinden örülmüş bir hasır üzerinde uyuyordu. Hasır, mübarek vücudun da bırakmıştı. Bunu görünce gözleri yaşardı. Resûl-i Ekrem (s.a.v.):
- "Ey Hattab'in oğlu, seni ağlatan nedir?" diye sordu. Hz. Ömer:
- "Kisra'yı, Kayseri ve onlarda olan mülk ve saltanatı düşündüm. Bir de senin Allahu Teâlâ'nin sevgilisi ve Resûlü olduğun halde bu hasır üzerinde yatıp uyuduğunu gördüm de ağladım dedi. Resûl-i Ekrem (s.a.v.):
"Dünyanın onlara, âhiretin de bize olmasına razı değil misin?"
dedi. Hz. Ömer:
- "Evet, razıyım, ya Resûlâllah." deyince Resûl-i Ekrem (s.a.v.):
-"İşte o odur, yâni bu böyledir." 105 buyurdu.
Sayfa 722
Çünkü insanlar bilmediklerinin düşmanıdır.
Sayfa 219 - Erkam Yayınları
Allah’ın Kitabını okuyanlar, namazını dosdoğru kılanlar, kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden gizli ve aşikar harcayanlar hiç tükenmeyecek bir ticaret umabilirler.
( Fatır/29)
Hz. Ömer'den gelen bir rivâyette:
"Altını ve gümüşü yığıp biriktirip de Allah yolunda harcamayanlar." (Tevbe suresi, 9/34) âyeti nazil olduğu vakit, Resûl-i Ekrem (s.a.v.):
"Dünya kahrolsun, dünya kahrolsun, altın ve gümüş kahrolsun, bunların sahibi kahroldu." buyurdu. Ashâb-ı kirâm:
"Allahu Teâlâ altın ve gümüş yığmaktan bizi men etti, neyi yığalım?" diye sordular. Resûl-i Ekrem (s.a.v.):
"Sizden her biriniz zikreden dil, şükreden kalbe sahib olsun. Bir de âhireti hususunda kendisine yardımcı olacak bir kadın elde etsin."" buyurdu.
Sayfa 683
Mü'min-Münafık
Hatem-i Esam şöyle demiştir:
"Mü'min, düşünür ve ibret nazarı ile meşgul olur. Münafık ise, hırs ve uzun emel ile meşgul olur.
Mü'min, herkesten elini çeker ve bütün ihtiyacını yalnız Allah(c.c)'den ister. Münafık ise, herkesten ister.Allah (c.c)'den istemez.
Mü'min, yalnız Allah(c.c)'den korkar, başka hiç
kimseden korkmaz. Münafık ise, herkesten korkar, yanlız Allah (c.c)'den korkmaz.
Mü'min, malını dini uğrunda feda eder. Münafık ise, dinini malı uğrunda feda eder.
Mü'min, güzel işler yaptığı halde, yine de Allah (c.c)'den korkusundan dolayı ağlar. Münafık ise, kötü işler yaptığı halde yine de güler.
Mü'min, Allah (c.c)'ı anmak için tenha yerleri sever. Münafık ise, insanlar arasında gösteriş yapmayı sever.
Mü'min, tohumu eker. Fakat yeşerip yeşermeyeceğinden endişe eder. Münafık ise, ekilen tohum söker ve harman zamanı mahsül bekler.
Mü'min, toplumun huzurunu sağlamak için iyiliği emreder ve kötülükten men eder. Münafık ise, riyaset ve dünyalık için emreder, yasaklar ve bozgunculuk eder.
Sayfa 222 - Hisar Yayınları, Büyük Boy, Tahricli 5. CiltKitabı okudu
Hikmet(ilim) mü'minin kaybetmiş olduğu malıdır.
Oku kitabını! Bugün sana hesap görücü olarak nefsin yeter!
İsra - 14