İki Devrin Ulu Hocası Ali Haydar Efendi

İhsan Şenocak

Öne Çıkan İki Devrin Ulu Hocası Ali Haydar Efendi Gönderileri

Öne Çıkan İki Devrin Ulu Hocası Ali Haydar Efendi kitaplarını, öne çıkan İki Devrin Ulu Hocası Ali Haydar Efendi sözleri ve alıntılarını, öne çıkan İki Devrin Ulu Hocası Ali Haydar Efendi yazarlarını, öne çıkan İki Devrin Ulu Hocası Ali Haydar Efendi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İmam-ı Rabbânî Hazretlerinin Mektûbât'ının büyüklüğü hakkında...
"Evladım! Mektûbât o kadar büyüktür ki, Reşahât ona ancak elif-ba olabilir"
Sayfa 165 - Mahmud Efendi ile TanışmasıKitabı okudu
Kanunla, Millete şapka giydirmek...
25 Kasım 1925'te kabul edilen yasaya göre Türk milletinin "umumi serpuşu"nun şapka olduğu resmen ilan edildi. Kanuna muhalif kalan tek kişi, Bursa'nın sakallı mebusu Nusreddin Paşa idi. İhtiyacı karşılayabilmek için devletin son üç yılda yaptığı ihracatından daha yüksek bir meblağ ödenerek İtalya'dan şapka getirtildi. Şapkalar ellişer lira bedelle (ortalama bir memur maaşının iki katı) ve bir yıla yayılan taksitlerle bütün memurlara satıldı. Şapka giymek, yani değişmek bir talep değil emirdi; giymemenin müeyyidesi vardı. Başbakan İsmet İnönü'nün imzasıyla bütün vilayetlere emirnameler gönderilmişti. Dünya tarihinde bir ilk gerçekleşiyordu; kanunla bütün millete şapka giydiriliyordu.
Sayfa 91 - İstiklâl MahkemesiKitabı okudu
Reklam
Ali Haydar Efendi (rahimehullah) çete kafasıyle devlet yöneten; dışı Müslüman içi mason olan komitacılara hiçbir zaman baş eğmedi. Zor şartlar altında dahi İslâm'ın izzetini muhafaza etti.
Sayfa 55 - Huzur Derslerinde Baş Muhatap OlmasıKitabı okudu
Ali Haydar Efendi
Doğu adına konuşan ve sesi en yüksek tizden çıkan ak sarıklı bir ulu hoca olmuştur.
Tarikat dersi almaya ya da mevcut dersini değişmeye gelenlere hanımlarını kastederek, "Oğlum! Leylan ile aran nasıl?" diye sorar; müspet cevap alamadığında, "Git! Aranı düzelt, gönlünü al, öyle ders verelim." derdi. 
Sayfa 130Kitabı okudu
Ali Haydar Efendi(rahimehullah), kendini ziyarete gelen bir hocaya şöyle demiştir; "Mahrem ol da sana peçeyi kaldırsınlar." Muhatabı bunun ne anlama geldiğini sorunca şöyle demiştir: "Nasıl ki bir hanımın damadı olduğunda, hanım sana peçeyi kaldırıyor, tıpkı bunun gibi hakikatin de mahremliği vardır. Hakikate yabancı kalırsan Cenâb-ı Hakk'ın esma ve sıfat perdeleri açılmaz; sen de ilim diye yalnız sahifelerin üzerindeki 'siyah çizgiler'le avunursun.
Reklam
229 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.