- Hu, arslanım dur. Ali Lütfullah'ı hiç bir yerde görmedin mi? O da senin gibi kara gözlü, güzel yüzlü, ince yapılı bir yavrucuktu. Oğlumun oğlu. Ah, hasretinden yüreğim nasıl yanıyor bilsen. Karargâha gittim, gittim bulamadım. Oğlum aralık ayının yedisinde kayboldu. Irak'a gitti dediler. İç fanilasını beraber götürmedi. Ya oralarda soğuk alırsa? Kendine bakmayı bilmez ki. Yaşı on sekiz oldu ama hâlâ çocuktur. Irak neresi evladım? İzmit'in yanında mı?
Uzay içinde aşağı yukarı tabirleri anlamlarını kaybederler. Çünkü kâinatta alt üst yoktur.”
“Allah Allah! Ne mantıksızlık. Bizim evin alt katı üst katı yok mu? Bizim ev kâinatın dışında mıdır?”
Bunlara anlatacağım? Ben diyeceğim bir adalet, o bana indirecek üç yumruk. Ben diyeceğim eşitlik onlar atacak iki tepme. Ben onlara anlatacağım laflan onlar bana ders verecekler ellen,ayaklan.