İki Hödüğün Seyahati kitaplarını, İki Hödüğün Seyahati sözleri ve alıntılarını, İki Hödüğün Seyahati yazarlarını, İki Hödüğün Seyahati yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Garip bir çorba..
Kitap aynı ciltte olmaması gerek altı ayrı düzyazı eserden oluşuyor.
İlki kitaba ismini de veren komedi, iki fazla abartılmış cahil karakterin İstanbul Adalar'a gitmek isterken başına gelenler, bana Nejat Uygur skeçlerini anımsattı.. Eleştiri de bulunmak doğru değil çünkü yüz yıl öncesinin mizahıdır. Mizah böyle bir şey, diğer türler gibi kalıcı değil, sürekli bir değişim içinde.
İkinci eserde yazar, ikamet ettiği adada eşek hayvanına reva gösterilen kötü muameleden yazarlığın da hakkını vererek dert yanıyor, çağının ötesinde bir duyarlılık. Takdir ediyorum..
Üçüncü eser bir eleştiri ve alay, müslümanlık taslıyorsunuz ama her haltı da yiyorsunuz demek için zorlama bir kurgu yazılmış, çok basit. Bazı ifadeler çok ağırdı, bugün kullanılsa linç sebebi..
Dördüncü eserde yazar bir anısını anlatıyor, bir gün kapısını yaşlı bir adam gelmiş dünya düzdür demiş, bizim yazar da ben sizinle tartışamam demiş, bu kadar..
Beşinci eser ise American Horror ile eski samanyolu TV sırlar kapısı programı karışımı tüyler ürpertici bir hikaye, yerli ve milli alacakaranlık kuşağı, arkaplanı ise çok geniş coğrafyalarda binlerce şehit verdiğimiz birinci dünya savaşı..
Kitaptaki son eser ise sürpriz sonlu bir fıkra..
Okuduğuma pişman değilim ama okumasam da olurmuş bir kitap
- Hu, arslanım dur. Ali Lütfullah'ı hiç bir yerde görmedin mi? O da senin gibi kara gözlü, güzel yüzlü, ince yapılı bir yavrucuktu. Oğlumun oğlu. Ah, hasretinden yüreğim nasıl yanıyor bilsen. Karargâha gittim, gittim bulamadım. Oğlum aralık ayının yedisinde kayboldu. Irak'a gitti dediler. İç fanilasını beraber götürmedi. Ya oralarda soğuk alırsa? Kendine bakmayı bilmez ki. Yaşı on sekiz oldu ama hâlâ çocuktur. Irak neresi evladım? İzmit'in yanında mı?
Uzay içinde aşağı yukarı tabirleri anlamlarını kaybederler. Çünkü kâinatta alt üst yoktur.”
“Allah Allah! Ne mantıksızlık. Bizim evin alt katı üst katı yok mu? Bizim ev kâinatın dışında mıdır?”
Bunlara anlatacağım? Ben diyeceğim bir adalet, o bana indirecek üç yumruk. Ben diyeceğim eşitlik onlar atacak iki tepme. Ben onlara anlatacağım laflan onlar bana ders verecekler ellen,ayaklan.
En büyük filozoflarımız bile geçmişle geleceğin akışı arasında bizi sürükleyen hâlden doğacak saadetleri bekleyerek yaşamıyorlar mı? Hayatın aldatıcılığında öyle bir sihir var ki gelecek zaman, bize çektireceği bütün felaket ve uğursuzlukları tesirli bir konuşmayla yüzümüze bağırsa yine maksadının korkunçluğunu anlamak istemeyeceğiz.
Sayfa 65 - Karbon Kitaplar, 1. Basım - Ocak 2019Kitabı okudu