Bir kalemle ayırabilseydik iyiyi, kötüyü, gerçeği, sahteyi ormanlarımızda daha çok ağaç, gökyüzümüzde daha çok kuş, denizlerimizde daha çok balık olmaz mıydı?
- İnsanlar gerçekten severdi birbirini.
- Şimdi sevmiyorlar mı?
- Seviyormuş gibi yapıyorlar. Halbuki seviyormuş gibi yapmak, sevmekten daha zor. Her an tetikte olmak lazım, çünkü her an yakalanabilirsin.
İnsana zor geliyor güneşin yanında durmak, çünkü umutlu olmak mücadele istiyor. Çuvalı ters düz edip, yere çalmak sabır gerektiriyor. Ama umutsuzluk en kolayıdır. Hiçbir şey yapmamak, bir çuvalın karşısında oturup kederlenmek zahmetsizdir. Yenmek güç isterken, yenilmek ise pes etmekle başlar. İnsan en çok da kendisine mağlup oluyor. Bir kendisine söz geçiremiyor. Bir türlü çuvalın altını üstüne getiremiyor.
"Hayatlar ne kadar da yabancı insana,
hâlbuki hayatlar ne kadar da iç içe.
Ne zaman yabancı olduk birbirimize bu
kadar? Ne zaman karar verdik yüzümüzü başka yüzlerden kaçırmaya?
Başka seslerden ne zamandır korkuyoruz?
Neden bu kadar yalnızız?
Kim öğretti bize kalabalıklar içinde ıssız kalmayı? ..."