İnanç Uykusu
Eyüp Erdoğanİnanç Uykusu Gönderileri
İnanç Uykusu kitaplarını, İnanç Uykusu sözleri ve alıntılarını, İnanç Uykusu yazarlarını, İnanç Uykusu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tüm dinler, aynı ağacın dallarıdır.
Tüm dinler, bilinemez olan Tanrı'ya, doğaüstü güçlere, çeşitli kutsal varlıklara inanmayı ve tapınmayı sistemleştiren toplumsal kurumlardır.
Aynı ağacın dalları, yaprakları birbirlerine ne kadar yabancı ise dinler de birbirlerine o kadar yabancıdır.
Tanrı'yı görmemiş, peygamberi görmemiş, peygamberi görenleri de görmemiş, bu konudaki anlatıları yazanları da aktaranları da görmemiş, elinde sadece yazılı anlatılar olan insanların Tanrı'ya, peygambere, peygambere tanıklık edenlere ve tanıklığı yazıya dökenlere inanmaları kadar, inanmamaları da doğaldır.
Tertullianus'a göre, inanç akıl ile açıklanamaz. Çünkü inanç bilinemeyen, ispatlanamayan, akılla açıklanamayan şeyler için geçerlidir. Eğer bir şey biliniyor, ispatlanabiliyor ise zaten ona inanılmaz, o bilinir; eğer bir şey bilinmiyor, fakat olduğu düşünülüyorsa o zaman inanılır.
Bazı kişiler gerçekten yaşayıp yaşamadığı bilinmeyen bir kişinin, gerçekten yaşayıp yaşamadığı bilinmeyen, üstelik kimin kime anlattığı, kimin kime aktardığı, kaç kez anlatıldığı, kaç kez aktarıldığı bilinmeyen bir deneyimden dolayı inanırlar. Bu doğal bir inanç değildir.
İşte bu yüzdendir ki, inanç özneldir. işte bu yüzdendir ki, inanç yeterince gerekçesi bulunmayan, kesin olmayan bir şeyi doğru saymadır.
Tanrı'yı insanın kendisinin ürettiği konusunda ısrar eden Nietzsche, insanın kendi ürettiği Tanrı'yı neden kendisinin üstüne koyduğunu sorar ve şu yanıtı verir: "İnsanın özünde bulunan baba sevgisi ve babalık onuru."
Freud'a göre din, bir çocukluk deneyinin yinelenmesidir. İnsan kendini tehdit eden tehlikelere, çocukluğunda yaptığı gibi aynı yöntemle karşı koyar. Kendi güvensizliğini yenebilmek için, kendini şaşırtan ve korkutan, ama aynı zamanda da koruyan babasına teslim olur.
Zorunlu olan ölüm aslında sadece insanın değil, tüm canlıların kaçınılmazıdır. Fakat yalnızca insan farkındadır, sadece insan bu zorunluluğun bilincindedir.
Uyuşturulmuşsanız, bilinçsiz hale getirilmişsiniz. Gereği gibi düşünmekten, hareketten alıkonulmuşsunuz. Kısmen veya tamamen duygusuzsunuz.
Kötürümseniz; yürüyemeyecek, ayağa kalkamayacak derecede engellisiniz, özürlüsünüz, sakatsınız. İşleyemeyen, iş yapamayan birisiniz.
Uyutum yoluyla uyuşturulmuşsanız, akvaryum içindeki balık gibisiniz!
Uyutum yoluyla uyuşturulmuş insanda, inanma kötürümleştirilmiştir!
İnanç başkasının tanıklığı üzerine kurulmuş bir anlatıyı, hiçbir kuşku duymaksızın onaylamaktır. Yeterince gerekçesi bulunmayan, kesin olmayan bir anlatıyı doğru saymaktır. Nesnel olarak yeterli kanıtlara sahip olmayan bir anlatıyı, öznel olarak yeterli bulmaktır.
İşte "Tanrı" böyle bir anlatının öznesidir.
Çünkü Tanrı, inanılandır. Çünkü Tanrı, varlığı ya da yokluğu hiçbir şekilde bilinemeyendir.
Akıl inancın yedeğine koşulmuş, akıl yerini imana, düşünür yerini din adamına bırakmıştır. Akla hiç önem verilmemiştir.
Neden gereksinim duyar çünkü büyük bir yalandır
Dogma kendisine inanılmasını ister ve bunu sağlamak için de bir otoriteye, bir örgüte gereksinim duyar.
Tanrı diye bir şey ne doğrulanabilmiş, ne de yanlışlanabilmiş
İnanç başkasının tanıklığı üzerine kurulmuş bir anlatıyı, hiçbir kuşku duymaksızın onaylamaktır. Çünkü inanç yeterince gerekçesi bulunmayan, kesin olmayan bir anlatıyı doğru saymaktır. Çünkü inanç nesnel olarak yeterli kanıtlara sahip olmayan bir anlatıyı, öznel olarak yeterli bulmaktır. İşte " Tanrı" böyle bir anlatının öznesidir".
Sayfa 118Kitabı okudu
Ezik sadaka toplumu
Türkiye'de sosyal devleti çöküşün eşiğine getiren sebeplerin başında allah ile aldatanların yarattığı 'sadaka kültürü ve bu kültürün yarattığı 'sömürü merhametçiliği' gelmektedir... allah ile aldatanlar, iane çadırlarıyla yetinecek bir toplum özlemektedirler."