İnanç yeterince gerekçesi bulunmayan, kesin olmayan bir şeyi doğru saymadır. İşte bu yüzdendir ki, inanç akıl yoluyla genel geçer bir doğrulama yapmadan, başkasının tanıklığı üzerine kurulmuş kanıtları, hiçbir kuşku duymaksızın onaylamadır.
"Öte dünya diye bir yer var mı? " diye sormuş, araştırmış, incelemiş, sorgulamış, sonuçta öte dünya anlatısına inanmaya karar vermişseniz, işte bu inanç hem doğal hem yabancılaşmamış hem de akılsal inançtır.
Nietzsche, insanın kendi ürettiği Tanrı'yı neden kendisinin üstüne koyduğunu sorar ve şu yanıtı verir: "İnsanın özünde bulunan baba sevgisi ve babalık onuru."
Kimi insanların, inançsız, dinsiz olamayacaklarını, onsuz yaşamın zorluklarına karşı koyamayacaklarını sanıyor olmalarının nedeni ise bir çeşit korkaklıktır. Bu korkaklık başka alanlarda ayıp sayılır. Ama din alanında, korkaklık övülüyor.