Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

İnancın Parıltısı Nuri Pakdil

Mustafa Aydoğan

İnancın Parıltısı Nuri Pakdil Hakkında

İnancın Parıltısı Nuri Pakdil konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.

Hakkında

Mustafa Aydoğan Nuri Pakdil, hakkında kitap yazmak istediğim birkaç isimden biriydi. Bu kitapla bu arzumu gerçekleştirmiş oldum. Umarım Pakdil okurlarına bir katkısı olur. Bu bir portre kitabıdır. Portre kitapları ile biyografi kitapları arasındaki en belirgin farkın "belgeleri kullanma farkı" olduğunu sanıyorum. Biyografi kitapları belgeleri kendine birincil dayanak olarak alırlar ve varlıklarını belgelerin içerikleri belirler. Okura belgelerle giderler. Portre kitapları ise kendilerine dayanak kıldıkları belgeleri önemli oranda silikleştirirler. Yazarın bakış açısını öne çıkarırlar. Bu kitapta anlattığım Pakdil de tamamen "benim Pakdil'im"dir. Bir Pakdil imgesi oluşturmaya çalıştım. Eksikleri ve hataları olabilir. Zaten "eksik kalmak" bu tür kitapların kaderidir. İnsan bir tarafıyla sonsuzluğa kenetlenmiş durumdadır. İnsanı anlatmaya çalışmak eksik kalmayı baştan kabullenmek demektir. * Pakdil, gerçekçi bir yazardır. Muhatabı insandır. İnsanın kadim portresi içindeki manevi neşeyi belirginleştirmek ve onu yaratılış amacına uygun bir konuma yerleştirmek için uğraşmıştır. Bunu yaparken, gerçeği incitmeden, sahteye itibar etmeden, somut ve her an ulaşılabilir olandan yola çıkmıştır. En büyük rehberi "dil"dir. Pakdil'i üç kelime ile tarif edebiliriz: İnsan, gerçek ve dil.
Tahmini Okuma Süresi: 4 hrs. 32 min.Sayfa Sayısı: 160Basım Tarihi: November 2018Yayınevi: Cümle Yayınları
ISBN: 9786059147361Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 57.9
Erkek% 42.1
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

Mustafa Aydoğan
Mustafa AydoğanYazar · 17 kitap
Şair. 1 Haziran 1964, Kahramanmaraş doğumlu. İlk ve orta öğrenimini Kahramanmaraş’ta bitirdi. Gazi Üniversitesi İktisadî ve İdarî Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü (1989) mezunu. Bir süre Zaman gazetesinin arşiv bölümünü yönetti (1987). Hekimler Birliği Vakfının çıkardığı tıp dergilerinde reklam müdürlüğü yaptı (1988-89). Maliye Bakanlığına muhasebat kontrolörü olarak girdi (1990). Aynı bakanlıkta başkontrolör olarak görevini sürdürdü. İlk şiirleri Kahramanmaraş’ta çıkan gazete ve dergilerde yer aldı (1980). Nedim Ali ve Feramuz Aydoğan’la birlikte Esra Yazıları (Kahramanmaraş, 1981, 4 sayı) adlı bir dergi çıkardı. Asıl ürünlerini Mavera dergisinde yayınlamaya başladı. Sonraları, arkadaşlarıyla birlikte kurduğu Edebiyat Ortamı (1997) dergisinde ve Yedi İklim, Kayıtlar, İkindi Yazıları, Yalnızardıç, Türk Edebiyatı, Dergâh ile Hece dergilerinde yayımladı. Hece’de şiirleri yanı sıra “Albüm ve Çerçeve” adlı bölümünde şiirin güncel ve temel meseleleri hakkında yazdı. 2006 yılından itibaren Yeni Şafak kitap ekindeki köşesinde yazdı. “Bütün sanatların aslı kendine ve topluma ayna tutmaktır. Sonra bu aynayı olabildiğince çoğaltarak büyütmek. Sanatı idrak etmek de bu aynanın içine atlamak. (…) Bu tarif yukarıda aradığımız kahramanın aslında belki hakikatte de var olduğunu, ama muhtemelen aynayı önce kendine tuttuğu için, başkalarına tutmaktan vaz geçtiğini bildiren bir işaret olabilir. “Şair Mustafa Aydoğan bu işareti fehmedenlerden biri olarak görünüyor. Bu şiirin devamını okumak zahmetini ihtiyar edecek okuyucuların görecekleri gibi bu işareti zamanımızın şiirle ilgili çok kalem erbabında bulunmayan bir derinlikle ayrıca ciddiye de alıyor.” (Mehmet Ragıp Karcı) “Aydoğan şiirlerinde düşünce ile duyarlığı bir dengede meczediyor. Kendine mahsus kelimeleri, imgeleri, kafiyeleri, söyleyiş biçimleri ile bir ‘dünya’ kuruyor. Okurun bu ‘dünya’ ile münasebeti zorluklar içermiyor; şair çok çeşitli kapılar açıyor ona ve paylaşım gerçekleşiyor. Orada ‘Yanağı camdan bir çocuk’ bize bakar. Pencereleri açar açmaz ‘baharın köpüğü kediler’ içeriye girer. Kum üstünde izler görülür. Gidenler gelenlerden fazladır biraz. Panayır biter ve herkes dağılır. Şair ‘hayatın el değmiş tecrübelerini’ yeniden okumaya durunca, yalnızlık kendini çoğaltınca, bütün tehlikeler kıyıya çekilip deniz aşılınca, hasret yoğunlaşır, yorgunluk artar; oysa sevgili ‘bir dokunsa’ şairin üzerindeki ‘hayat denilen ağır masa’ kalkıverecek gibidir. “Aydoğan şiirindeki safrayı giderek seyreltiyor. Bazen şeffaflığa varan bir safık yakalıyor: ‘Uyuyorsun yıllar var ki / canları sıkılan otellerde’. Bazen de bu saÓık bir minyatür berraklığına kavuşuyor: ‘Haydar ve ben / içimiz denen o çivit düğmeler göğsümüzde / açıyor kapatıyor açıyor kapatıyoruz / yan yana oturuyor ve saatlerce susuyoruz / büyüyor o düğmeler bir acem gülü gibi / kalkıp sevinçle kucaklaşıyoruz…” (Mustafa Kutlu) ESERLERİ (şiir): Kendini Aynalarda Çoğaltan Şehir (1997), Bir Dolu Bakır Yaz (1999), Bahar Köpüğü (2004). HAKKINDA: Ahmet Koç / Mustafa Aydoğan’ın Mısralarında Bir Gezinti (Işıkgazetesi K.Maraş, 2.6.1992), Kendini Aynalarda Çoğaltan Şehir (Yeni Şafak, 24.9.1997), Beşir Ayvazoğlu / Güldeste (Zaman gazetesi, 22.11.1997), Ömer Lekesiz / Boşluğun İlmihâli’nde Çocuk, Zaman ve Mekân (Hece dergisi, Ocak 1998), Mustafa Kutlu / Aydoğan’ın Şiirleri (Yeni Şafak, 6.1.1998), M. K. Doruk / Hece’ye Eleştirel Bir Yaklaşım (Yeni Şafak, 11.8.1999), Bir Dolu Bakır Yaz (Dergâh, sayı: 113, Temmuz 1999), Osman Özbahçe / Aydoğan’ın Şiiri (Hece, sayı: 41, Mayıs 2000), M. Ragıp Karcı / Şairler ve Şiirler: Mustafa Aydoğan (Hece, sayı: 74, Şubat 2003), İbrahim Tenekeci / Yeni Kitaplar, Yeni İmkanlar (Millî Gazete, 18.6.2004), Mustafa Karaalioğlu / Şairin Dönüşü (Yeni Şafak, 13.6.2004), Ali Emre / Bahar Köpüğü (Kırklar, KasımAralık 2004).