İnançsızlık Psikolojisi

Kenan Sevinç

En Eski İnançsızlık Psikolojisi Gönderileri

En Eski İnançsızlık Psikolojisi kitaplarını, en eski İnançsızlık Psikolojisi sözleri ve alıntılarını, en eski İnançsızlık Psikolojisi yazarlarını, en eski İnançsızlık Psikolojisi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsan kendi bilinçli tercihi olduğunu düşündüğü birçok tutum ve görüşünü aslında maruz kaldığı sosyal etki ile kazanmıştır.
Sayfa 73
Yaşamın temel amacı haz almak veya acıdan kaçınmak değil, bir anlam bulmaktır.
Sayfa 91
Reklam
Babaya yönelik öfke ve isyan kendini ateist bir yönelimle dışa vurabilmektedir.
Sayfa 93
Dünya genelinde yapılan araştırmalar incelendiğinde, eğitim düzeyi veya entelektüel gelişmişlik ile inançsızlık arasında pozitif korelasyon olduğu yönünde çok sayıda tespitin yapıldığı görülmektedir (Beit-Hallahmi, 2007). Aydın'ın (1995) bulguları, diğer araştırma bulgularıyla benzeşmektedir. Buna göre bireyin inançsızlığa yönelmesinde en etkili faktör onun entelektüel gelişmişliğidir. Öte yandan daha az sayıdaki araştırmacılar entelektüel gelişmişlik ile inançsızlık arasında nedensel bir ilişki olmadığını (Streib ve Klein, 2013; Uecker vd, 2007; Cragun vd, 2012) veya bu iki olgu arasındaki ilişkinin ülkeden ülkeye değiştiğini, yani kültürel olduğunu iddia etmektedir (Keysar ve Navarro-Rivera, 2013). Diğer bazı araştırmalar ise inançsızlığa yönelme konusunda sosyalleşmeye ve aile ilişkilerine entelektüel faktörlerden daha fazla vurgu yapmaktadır (Mauss, 1969; Beit-Hallahmi ve Argyle, 1997; Caplovitz ve Sherrow, 1977; Oser, 1994; Voas ve McAndrew, 2012). Bu tespitler ışığında, inançsızlığın nasıl oluştuğu bir problem olarak karşımızda durmaktadır. İnançsızlık, bireyin entelektüel olarak kendini geliştirmesi neticesinde mi ortaya çıkmaktadır, yoksa birey inançsızlığın baskın olduğu bir çevrede sosyalleşerek mi inançsızlığa yönelmektedir?
Dini şüphenin nasıl oluştuğu ve türlerinin neler olduğu konusunda çeşitli araştırmalar yapılmıştır. Bu araştırmalara göre şüphenin nedenlerinden biri duygusal reaksiyon göstermektir. Bir diğeri ise inancın egosantrik aşamada kalması nedeniyle istenilen sonucun elde edilememesinden sonra ortaya çıkar. Bu iki neden de duygusal ve psişik yapıyla
Bahadır (2006), ergenlik dönemindeki dini şüpheyi zihinsel gelişimle bağlantılı görmekle birlikte, zihinsel gelişimi normal olduğu halde dini şüphe yaşamayan ergenlerin varlığının, dini şüphe üzerinde aile ve eğitimin etkisini gösterdiğini belirtmektedir. Bahadır, dini şüphenin kaynakları olarak ergenin psikolojik yapısını ve sosyo-kültürel çevreyi görmektedir (s. 314-338). Hood ve arkadaşlarının (2006) aktardığına göre, Kooistra ve Pargament, dini şüphenin ailedeki çatışma ortamından etkilenebileceğini göstermiştir. Ailenin, olumsuz Tanrı tasavvuru oluşturması, din hakkındaki olumsuz görüşleri, düşük dindarlığa sahip olması veya çocuğu dine karşı yabancılaştırması, ergenlerde dini şüpheyi beraberinde getirebilmektedir (s. 130). Hunsberger ve arkadaşları (2002, s. 256-259), şüphe ile aile bağlılığı, sıkı disiplin ve sıcaklık arasında negatif bir ilişki olduğunu tespit etmiştir. Bunun yanında Altemeyer ve Hunsberger (1984, s. 239-251), dini şüphenin, kişisel değişkenlerin yanında, birçok sosyal değişkenle ilgili olduğunu göstermiştir. Helfear'e (1972, s. 316) göre şüpheyi, rasyonel süreçlerle ilişkilendirmemek gerekir. Şüphe psikanalitik süreçlerle ilgilidir ve onu bir kimlik problemi olarak görebiliriz.
Reklam
84 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.