"İnsan hakikatin ne olduğunu bilmeden hayatına yön veremez. Hakikati kesin olarak bilecek konumdaki iman kaynağına bağlanmadan da hakikati bilemez." deyip devam ediyor Yılmaz Özakpınar; imanın, insan hayatında biyolojinin doğurduğu psikolojik bir ihtiyaç olduğunu, bu bağlamda ister hurafeler, isterse insan kaynaklı fikirler olsun iman edebileceğini, iman etmenin bir nevi zorunluluk olduğunu çünkü insan hayatındaki belirsizliklerin mutlaka giderilmesi gerektiğini belirterek asıl meselenin iman edip etmemek değil hakka mı batıla mı iman edip etmediği olduğunu anlatıyor. İnsan, iman kaynağını seçmekle hürdür ve bu hürriyet sorumluluk getirir. İnsan, kendi aklıyla karar verdiği, özgür ve sorumlu olduğu, seçim yaptığı için dramatik bir varlıktır, diyor Özakpınar.
Tavsiyemdir.