İnsan İnanan Bir Varlık

Yılmaz Özakpınar

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Deneyimsiz kişi, bilgiler öğrenmiş olsa da bilgilerden bir şey öğrenmemiştir. Duc de la Rochefoucauld'nun tespiti bu noktayı ne güzel gösterir: “Herkes hafızasından şikâyet ediyor; hiç kimse doğru hüküm verme kabiliyetinden şikâyet etmiyor. Bana sorarsanız, önemli şeyler üzerinde konsantre olma hem hafızayı kuvvetlendirir, hem de hüküm verme kabiliyetini geliştirir.” Depolanmış ama iyice özümlenip muhakemede kullanılabilir nitelik kazanmamış bilgiler ölüdür. Bilgileri ölü kişi ne bilgili ne de deneyimlidir.
Bir Yunus Emre, şiirlerini hangi fiziksel uyaranlara doğrudan tepki olarak söylemiştir? Bir Dede Efendi'nin bestelerindeki nağmeler, hangi fiziksel uyaranın doğal ve kaçınılmaz olarak uyandırdığı tepkilerdir? Bir Newton, efsanedeki elmanın düşmesini algıladığı zaman, onun, yer çekimi kuvvetini tasarımlaması algılanan olayın doğrudan ve kaçınılmaz sonucu olarak kabul edilebilir mi? Berlioz'un, kendinde derin heyecanlar uyandıran manzâraya bakarak elindeki kağıda notalar yazması nasıl izah edilecekti? İnsanın bir tasavvur dünyası olduğunu ve orada, bilincinde olduğunun bilincinde olarak sembollerle işlem yaptığını, sembolik işlemlerin sonucuna göre ne yapacağını kararlaştırdığını, kararlaştırdığı eylemi yaptıktan sonra onun etkilerini zihnindeki tasarımla mukayese ederek hüküm verdiğini varsaymazsak, az önce örneklerini verdiğim müstesna eserlerin meydana gelişini anlamak mümkün olmaz.
Reklam
İman edilince ve iman edilen kaynaktan gelen ilkelere uyulunca, meydana gelecek sonuçlara katlanmak bazen eziyetli olsa bile asla pişmanlık duyulmaz. Çünkü iman eden nazarında, en değerli sonuç, Allah'ın rızasıdır. Eğer eziyet, Allah'ın rızasını elde etme yolunda çekilmişse, katlanmanın azmi ve kuvveti eziyetle birlikte gelir. Her şeyin hakikatini bilen sınırsız akıl gücündeki ve dilediği her şeyi yapmaya kadir olan sınırsız kudretteki bir varlığa iman eden bir kimsenin ruhu, o varlığın gösterdiği ilkelere göre hareket ettiği takdirde emin olur.
İnsan=İnanç yığını
İnanmak insanın bir gerçeğidir, dolayısı ilede psikolojik ve biyolojik bir ihtiyaçtır. O halde insanın meselesi iman etmek ya da etmemek arasında değil, hakka iman etme ile batıla iman etme arasındadır. Unutulmamalıdır ki kendi ruhunda manevi hürriyetini kazanamayan, siyasi hürriyetini de savunamaz.
Sayfa 115 - ötüken
İnsan yalnız dış dünyayı sembollerle zihnine taşımakla ve dış dünyanın güdümünde olmadan düşünme işlemleriyle yeni sonuçlara varmakla kalmaz; kendi düşüncelerini de sembollerle temsil ederek onlar üzerinde düşünebilir.Böylece kendi düşüncelerine eleştirel bir tavır alabilir. Bütün bunlardan çıkan sonuç, insanın, biyolojik planda yaşamasını sürdürmesinden ayrı olarak, sembolik planda kararlaştırdığı eylemlerle inşa ettiği bir hayatının daha olduğudur.
İnsan belli bir mizaçla dünyaya gelir. Fakat hayatını kararlaştıran ve eylemlerini seçen bir canlı olduğu için, yaşadığı hayatla ve seçtiği eylemlerle doğuştan getirdiği mizaç üzerinde karakterini inşa eder. Mizaç fizyolojiye, karakter ahlâka dayanır. Bir insan sakin ve yumuşak tabiatlidir, bir başkası heyecanlı ve serttir. Ahlâk açısından önemli olan, sahip olduğu mizaçla insanın ne yapmaya karar verdiğidir. Hazreti Ömer'in, Müslüman olmadan önce, galeyana gelip Hazreti Muhammed'i öldürmek niyetiyle evden fırlayacak kadar heyecanlı ve sert bir tabiati vardı. Ama o, Müslüman olduktan sonra aynı heyecan ve aynı sertlikle İslâmiyetin düşmanlarıyla mücadele etti ve adaleti korumak için öne çıktı. Bir insan, ihtiraslı ve aceleci bir mizaca sahip olmayı kendisi ayarlamamış olsa da, o mizaçla yapacağı eylemlerin hangi istikamette olacağına kendi karar verir. Apaçık iyilik ve apaçık kötülük arasında hayat, bir sürü karakter nüansları sergiler. Deneyimler, deneyimlerden soyutlanan bilgiler ve o bilgiler ışığında yapılan seçimler hayatı oluşturur. Herkes içinde bulunduğu somut durumlara göre deneyim kazanır, bilgi çıkarır ve eylemlerini seçer. Fakat deneyim kazanmanın sonu gelmediği için insan sürekli bir değişim gösterir. X
Reklam
İnsan, tasavvur dünyasında bağlanacağı iman kaynağını seçmekte hürdür. Hürriyet sorumluluktur. İnsan, kendi aklıyla karar verdiği, hür ve sorumlu olduğu ve varacağı yeri kendi seçtiği için dramatik bir varlıktır. İnsan inanan bir varlıktır.
Sayfa 115
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.