Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İnsan ve Sembolleri

Carl Gustav Jung

İnsan ve Sembolleri Gönderileri

İnsan ve Sembolleri kitaplarını, İnsan ve Sembolleri sözleri ve alıntılarını, İnsan ve Sembolleri yazarlarını, İnsan ve Sembolleri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kendi yaşamının daha derin bir anlamı olduğu duygusu insanı, yalnızca almak, vermek durumunun üstüne yükseltir. Bu duygu yoksa insan zavallı ve yitiktir.
Sayfa 89 - Okuyan UsKitabı okudu
İnsan, bir anlamı olduğuna kani olduğu zaman dayanılmaz acılara katlanabilir; ancak bütün şanssızlıkların doruğundayken "aptalın birinin uydurduğu bir masal" içinde yer aldığım kabul etmek zorunda kalırsa yıkılır.
Sayfa 89 - Okuyan UsKitabı okudu
Reklam
Bir yerlerde, varoluşun en dibinde, nereye gidilmesi, ne yapılması gerektiği sorularının yanıtı aslında durur. Ama çoğunlukla, bizim “ben” adını verdiğimiz soytarı öyle bir gürültü çıkarır ki içimizdeki sesi duyamayız.
Sayfa 176
İnsan, bir anlamı olduğuna kani olduğu zaman dayanılmaz acılara katlanabilir; ancak bütün şanssızlıkların doruğundayken “aptalın birinin uydurduğu bir masal” içinde yer aldığını kabul etmek zorunda kalırsa yıkılır.
Sayfa 89
Komünist dünyanın elinde büyük bir mit bulunuyor. Bu mit her şeyin bolluk, bereket halinde olduğu, büyük, adaletli ve akıllı bir sahibin herkesi bir çocuk yuvasındaki gibi yönettiği bir altın çağ ya da cennet hakkındaki arketipsel düştür. Bu kudretli arketip infantil bir bir biçimde ele alınmıştır ama sırf bizim daha üstün olan durumumuzla karşı karşıya kaldı diye ortadan kaybolmaz. Hatta biz onu kendi çocuksuluğumuzla destekliyoruz bile. Çünkü bizim batı dünyamız da aynı mitolojinin elinde bulunuyor. Farkında olmadan biz de bir refah devletine, dünya barışına, insanların eşitliğine, insan haklarına, adalete, gerçeğe ve -bunu isterseniz pek yüksek sesle söylemeyelim-yeryüzündeki tanrının egemenliğine inanıp duruyoruz. Acıklı gerçek ise insanların yaşamının gece ve gündüz, doğum ve ölüm, mutluluk ve sefalet, iyi ve kötü gibi uzlaşmaz karşıtların karmaşık bir kompleksinden ibaret olduğudur. Üstelik bunlardan herhangi birinin günün birinde karşıtına galip gelip gelmeyeceğini de bilemiyoruz. İyinin kötüye, sevincin acıya galip geleceğinden emin değiliz. Yaşam bir savaş alanıdır, öyle de kalacaktır; öyle olmasaydı hiçbir şey varlığını sürdürmezdi.
Sayfa 85
İspat edilemeyen düşünceleri gene de beslemek zorundayız. Yani bunlar faydalı olduk­larını göstermişlerdir. İnsan, yaşamına bir anlam sağlayan, evrende kendisine bir yer bulmasına yardımcı olan varsayımlara ve inançlara mutlaka muhtaçtır. İnsan, bir anlamı olduğuna kani oldu­ğu zaman dayanılmaz acılara katlanabilir; ancak bütün şanssızlıkların doruğundayken "aptalın bi­rinin uydurduğu bir masal" içinde yer aldığını ka­bul etmek zorunda kalırsa yıkılır.
Reklam
Zamanımızda her türlü dine güvenini yitirmiş milyonlarca insan bulunmaktadır. Bu insanlar dinlerini artık hiç anlayamıyorlar. Yaşam din ol­madan da hiç bozulmadan sürüp gittiğinden, bu kayıp hemen hiç fark edilmeden kalıyor. Ne ki acılarla karşılaşıldığında durum değişiyor. O za­man insan bir çıkış aramaya, yaşamın anlamı ile şaşırtıcı ve acı deneyimleri üzerinde düşünmeye başlıyor.
Ölüler bizi görürler mi?
Çok eski zamanlardan beri insanların bir yüce varlığa (bir ya da birkaç) ve ölümden sonraki bir dünyaya ilişkin düşünceleri vardı. Ancak bugün bu tür düşünceler olmadan da yaşayabilecekleri­ni düşünüyorlar. Tanrının gizli tahtını bir radyo teleskopla keşfedemediğimiz, sevgili ebeveynimi­zin az çok bedensel biçimleriyle hâlâ yakınları­mızda bulunduklarına inanmadığımız için, insan­lar böyle varsayımların saçma olduğunu düşünü­yorlar. Oysa bu tür kavramlar ilk çağlardan beri insanların yaşamlarına yoldaşlık etmişlerdir. Bugün bile her fırsatta bilincimizi zorlamaktadırlar
Yaşam bir savaş alanıdır, öyle de kalacaktır; öyle olmasaydı hiçbir şey varlığını sürdüremezdi.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.