Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İnsanın Dört Zindanı

Ali Şeriati

En Yeni İnsanın Dört Zindanı Sözleri ve Alıntıları

En Yeni İnsanın Dört Zindanı sözleri ve alıntılarını, en yeni İnsanın Dört Zindanı kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir yazarın dediği gibi, bir belirleyiciliğin içinde uykuya dalan insan için "ne yapayım bilmiyorum" ızdırap, eziyet ve zahmeti yoktur; çünkü bir iş yapamaz. Ama günümüz insanı "ne yapacağı"na dair her zamankinden çok güce sahiptir. Ancak "ne yapması gerektiği"ni her zamankinden daha az bilmektedir.
Bugün tabiat, tarih ve toplum zindanından kurtulan insan boşluğa düşmektedir. Niçin? Çünkü dördüncü zindanın (kendi) tutsağı olan insanın, önceki üç zindandan kurtuluşuyla mutsuzluğu da başlıyor.
Reklam
Dördüncü zindan, en kötü zindandır ve insan bu zindan karşısında en aciz tutsaktır. Bu zindan, "kendimdir".
Şimdi insan ilk zindandan, tabiat zindanından, bilinç, irade ve yaratıcılığını, tabiatı tanımak suretiyle, yani bilimle çekip kurtarabilir. İkinci zindandan, yani historizm zindanından, tarih felsefesini ve tarihin belirleyiciliğinin istihdamını, yani tarih bilimini tanımakla kendi kurtuluşunu temin eder. Üçüncü zindandan, yani sosyolojizm ve sosyal düzen zindanından ise bireyler kendilerini bilim ile kurtarabilir ve kendi toplumsal düzeylerinin kurucusu olabilirler.
Teknolojinin sadece bir görevi vardır: İnsanı tabiatın belirley alik ve baskısından kurtarmak. Teknoloji ve tekniğe, insanı bozdu, yabancılaştırdı, kurban etti, harcadı diye o kadar çok hücumlar yapılıyon ki... Bunlar doğrudur da. Ancak yine bu teknik, insanın kurtarıcısı olabilir. İnsan, gıdasını, giyeceğini, barınağını temin edebilmek için gece gündüz on, on iki saat çalışmak zorundaydı, mecburen çalışıyordu. Bu ilk belirleyicilik, ilk zorlama idi, doğal belirleyicilik ve zorlama. Teknoloji üretim miktarını yükseltiyor ve insanın çalışma süresini bir saate indirerek onu on bir saat serbest bırakıyor, özgürleştiriyor. Fakat bugün insanın, sahip olduğu teknoloji düzeyinin yüksek olmasına rağmen geçmişteki tekniksiz insandan daha fazla çalıştığını görüyorsak, bu, sanayi sebebiyle değil, sanayi üretiminden daha çok tüketimi arttıran ve durmadan insana (üretimi Çev.) yükseltme baskısı yapan burjuvazi sebebiyledir.
“İnsan, günlük maddi ideallere, onlara erişemediği sürece değer verir, erişince de boşluk ve anlamsızlığa düşer. İnsanın ideali, o kadar yüce olmalıdır ki asla bir noktada durmasın, bir yere bağlı kalmasın.”
Sayfa 53
Reklam
“İnsana özgü olan en üstün var oluş ‘başkaldırıyorum, o halde varım’dır.”
Sayfa 22
“Bugünün medenisi geliyor, öldürüyor ve ‘ben barış yapmaya geldim’ diyor.”
Sayfa 19
“Hayat daha çok aydınlandığı, dünya daha fazla kolaylaştığı, insan dünyaya daha çok egemen olduğu, problemler daha iyi çözüldüğü ölçüde, insan sorunu da daha fazla problem olmakta ve daha fazla belirsizleşmekte ve hatta giderek bir fazla halini almaktadır.”
Sayfa 10
Sosyolojizm bakış açısı
Gerçekten beni meydana getiren şey, bana egemen olan sosyal düzen ve sosyal çevredir.
Reklam
Historizm (tarihselcilik) bakış açısı
Cildimizin rengini tabiatın verdiği ve bizim seçmediğimiz gibi ruhumuzun rengini de tarih veriyor ve biz seçmiş değiliz.
İlahî dileme, insanın irade ve seçimi olmaksızın olursa, insan sorumlu değildir. Sorumlu olmayan insan ise insan değildir.
İnsanın itaati, başlangıçtan beri bilinçsiz bir kul ve ibadet eden insanın itaatidir, o, tıpkı bir hayvan gibi isyan edemez, başkaldıramaz. Böyle bir insanın itaat ve ibadeti değersizdir.
İnsan ilk olarak bilinçli, ikinci olarak seçici, üçüncü olarak yaratıcı bir varlıktır. İnsan'ın bütün diğer özellikleri bu üç ana özellikten kaynaklanır. Şu halde insan, kendini bilen, seçen ve yaratandır. Her birimiz bilinç, yani kendini bilme aşamasına ulaştığı, gerçekten seçim yapabilme aşamasına ulaşabildiği ve tabiatın yaratmadığı veya sahip olmadığı şeyi yarattığı ölçüde insanız.
Cengiz'in veya geçmişte oldukça medeni toplumları yöneten büyük imparatorların, bugünkü medeniyeti çekip çeviren büyük iktisat düzenlerine, büyük ve güçlü rejimlere hükümet eden kimselerden hiçbir farkı yoktur. Onun günümüz beşerine hükmedenlerden farkı şudur: Onun, yani öncekinin donanımı, bugünkü düzenle eğitim görmemiştir; bundan dolayı açıkça, ben öldürmeye geldim diyor. Ama bugünün medenisi geliyor, öldürüyor ve "Ben barış yapmaya geldim." diyor. Bugünkünün konuşma, yalan söyleme ve meşrulaştırma tarzı gelişmiştir; yoksa insanın bozgunculuk, nifak, adam öldürme, başkalarını öldürüp yağmalamadan duyduğu zevk, geçmişte olduğu gibidir, belki de daha şiddetli hale gelmiştir. İşte bu insan, bu anlamda hep sabittir ve beşerdir.
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.