Poligami (çok eşlilik) hâlinde yaşıyorlardı; ancak yine de bazıları monogami (tek eşlilik) prensibini savunuyordu. Şu dönemde monogamilerin düşüncelerindenim. Diyor ve bu yazıyı sunuyorum .:)))
Başlangıçta yaratılmış olan ruhlar ne eril ne de dişil idiler,
ama her iki cinse de sahiptiler ve bir bütün oluşturuyorlardı. Ruhun
kendisinin bir cinsiyeti yoktur ve kendini pozitif ya da negatif
olarak ifade ediş haline, gelişme seviyesi ve tamamlaması gereken
işlerin ışığında, maddiyata girdiği anda bürünür.
İnsan, düşünmeye başladığında sorular sordu. İlk sorulan şunlardı: "Ben kimim? ... Nereden geldim ... Hayatın amacı nedir?... Niçin ölüyoruz ve öldükten sonra nereye gidiyoruz " Ama insan her zaman, bunlan cevaplandırmak yerine, devamlı sorular sormaya daha yatkın olmuştur ve bu da onun zihinsel gelişimine yardım eden bir dürtü vazifesi görmüştür. İnsan henüz öğrenme susuzluğunu giderebilmiş değildir, ama bununla birlikte tüm cevaplar hemen oracıkta, elinin altında, yani şuuraltında yatmaktadır ve bundan haberi bile yoktur...