İnsanlar Arasındaki Eşitsizliğin Kaynağı ve Temelleri Üzerine
Jean-Jacques RousseauEn Eski İnsanlar Arasındaki Eşitsizliğin Kaynağı ve Temelleri Üzerine Sözleri ve Alıntıları
En Eski İnsanlar Arasındaki Eşitsizliğin Kaynağı ve Temelleri Üzerine sözleri ve alıntılarını, en eski İnsanlar Arasındaki Eşitsizliğin Kaynağı ve Temelleri Üzerine kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Durmadan doğadan yakınan çılgınlar, biliniz ki size bütün kötülükler kendinizden geliyor!
Sayfa 42
GİRİŞLER 464 - İNSANLAR ARASINDAKİ EŞİTSİZLİĞİN KAYNAĞI
İnsandan söz etmem gerekiyor; sorulan, benim de incelediğim sorun, bana, insanlara sözedeceğimi anlatıyor; çünkü doğruya saygı göstermekten kaçınanlar, bu gibi sorunları ortaya atmazlar.
Rousseau yeryüzündeki beşeri kötülüklerin ve insanlar arasındaki eşitsizliğin temellerini,özel mülkiyetin tarih sahnesine çıkışına bağlamıştır.《Bir arazinin etrafına sınır çekip "bu bana aittir"demeyi akıl etmiş ve de ona inanacak kadar saf insan bulmuş ilk kişi,uygar toplumun hakiki kurucusu oldu.
İnsanda iki tür eşitsizlik görüyorum. Birincisi doğal yapılanmadan kaynaklandığı için doğal eşitsizlik ki, bu başlık altına bedeni olarak adlandırdığım ve yaş, sağlık, zihin, ruhun güç ve onun özelliklerinden kaynaklanacak farklılar eklenebilir. Diğeri ise bir çeşit uyum ya da görüş birliğine bağlı olarak insanların katılımıyla oluşturulan ya da en azından onaylandığı için toplumsal veya siyasal eşitsizlik olarak adlandırılabilecek türdür. Bu ikincisi, daha zengin, daha namuslu, daha nüfuzlu olmak gibi maskelerle, bazılarının diğerlerinin sırtından tadını çıkardıkları ve yığınları boyunduruk altına aldıkları çeşitli ayrıcalıklardan oluşur.
Din, Tanrı’nın insanları yaratılışından hemen başına doğal durumdan çıkardığı için, onları artık eşit olmadığına, çünkü Tanrı’nın onların böyle olmasını istediğine inanmamızı emrediyor; ama insan türünün kendi haline bırakılmış olarak kalsaydı ne olabileceği konusunda, yalnızca insan doğasına ve onu çevreleyen varlıklara dayandırılmış olasılıklar yürütmemizi yasaklamıyor.
Yabani insanın bildiği tek araç bedeni olduğundan, onu bizim bedenlerimizin alıştırma yetersizliğinden dolayı artık sahip olmadığı çeşitli eylemlerde kullanır; yani yaratıcı ruhumuz bizi yokluğun yabani insanı elde etmeye zorladığı güç ve çeviklikten alıkoyar.