1802 - 1905

İranlı Yolcuların Gözünden Osmanlı İstanbul'u

Yasemin Asadi

İranlı Yolcuların Gözünden Osmanlı İstanbul'u Gönderileri

İranlı Yolcuların Gözünden Osmanlı İstanbul'u kitaplarını, İranlı Yolcuların Gözünden Osmanlı İstanbul'u sözleri ve alıntılarını, İranlı Yolcuların Gözünden Osmanlı İstanbul'u yazarlarını, İranlı Yolcuların Gözünden Osmanlı İstanbul'u yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
200 syf.
9/10 puan verdi
İranlı Yolcuların Gözünden Osmanlı İstanbul'u (1802-1905)
Bu aralar seyahatnameler okuyorum. Dönem insanlarının, devlet büyüklerinin başka devletlere yaptığı yolculuklar ve eski zamanların dokusunu, eski zaman insanlarının nasıl bir yaşantıya sahip oldukları ilgimi celbediyor. Bu eser farsça aslından çeviri yapılmış ve 13 bölümden müteşekkil. İranlı bazı devlet adamlarının hatta Şahların, din adamlarının, şairlerin ve seyyahların 19.yy Osmanlısına yaptığı seyahatler bizzat onların gözünden aktarılıyor. Hemen hepsi dönemin İstanbul'una yapılan yolculukları ve orada nelere şahit olduklarını anlatıyor. Bu vesileyle gerek toplumsal ve iktisadi yapı gerek idari yapının ve devlet protokellerinin nasıl yürüdüğünü, Osmanlı elitlerinin ne gibi zevklerinin olduğunu da görüyoruz. Onun dışında kentlerin yapısı ve insanı hakkında bilgileri de içeriyor. Özellikle halk tabakasının ve asil tabakanın arasındaki uçurum farkı da göze çarpıyor anlatılanlarda. Asıl İstanbul'un Avrupa Yakası olduğunu ve Anadolu yakasının Üsküdar dışında çokta matah bir yer olmadığına kanaat getirdim. Tabii yüzde yüz güvenilir mi bu görüşler tartışılabilir. Son olarak hemen bütün seyyahların bahsettiği ortak bir konu var ki bu da İstanbul'da çıkan yangınlar mevzusu. Dönemin evlerinin çoğu ahşaptan olduğu için yangın çıktığında bütün bir mahalleyi tehdit edebilecek düzeye ulaşabiliyormuş. Kitapta hemen her seyyah bu çıkan yangınlara bir defa şahit olmuş anladığım kadarıyla. Meraklısı varsa muhakkak okusun derim.
İranlı Yolcuların Gözünden Osmanlı İstanbul'u
İranlı Yolcuların Gözünden Osmanlı İstanbul'uYasemin Asadi · İletişim Yayınları · 20234 okunma
denilir ki birine söylemişler, "nuh tufanı da geçmiş" o da demiş ki, doğru, geçmiş de sen tufanda neler geçtiğini biliyor musun?
Sayfa 177Kitabı okudu
Reklam
"Kart denilen şey üzerinde şahsın ismi yazılı olan küçük ve kalın bir kağıt parçasıydı. Birisinin ziyaretine gidildiğinde o kartlardan yanınıza alır ve ev sahibi evde değilse o kartlardan biri ev sahibinin masasına bıraktırılırdı. Bu şekilde ev sahibine ziyaret yapılmış gibi oluyor, dolayısıyla da ev sahibinin ziyaret borcu oluşuyormuş."
Sayfa 86 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
"Her ay, vapurların iskele kalkış ve varış saatlerinin yazıldığı bir kaç sayfalık bir broşür basılıp kitapçılarda satılıyormuş. Bu broşürlerden biri de iskelenin duvarına asılıyordu. İstanbul halkının çoğu bu broşürlerden alıp vapurların kalkış ve varış saatlerini öğreniyor ve erken gelip çok beklememek veya geç gelip vapuru kaçırmamak için o saatte yakın iskeleye geliyorlarmış. Velhasıl kimsenin fazla beklemesine sebebiyet vermeyen çok iyi bir uygulamaydı."
Sayfa 84 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
"Hamamlarda saç tıraşı olmak, kına sürmek ve uyumak yasakmış."
Sayfa 80 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
"Faytonda Kamil Bey'le sohbet ederken camilerin durumunu sorduğumda cevaben, 'Bizim memlekette cami çok, namaz kılan az' dedi. "Çok uzak değil, bir dönem sonra, 'Cami çok, namaz kılan yok' denilecek dedim.
Sayfa 72 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
15 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.