Yazılı Basında Irkçı-Ayrımcı Söylemler

Irkçı Değilim Ama...

Eser Köker

Irkçı Değilim Ama... Sözleri ve Alıntıları

Irkçı Değilim Ama... sözleri ve alıntılarını, Irkçı Değilim Ama... kitap alıntılarını, Irkçı Değilim Ama... en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Irkçı-ayrımcı içeriklerin yer bulduğu haber ve yazılarda çoğunluk aktörlerinin kim ya da kimler olduğu, bu içeriklerin hem kimlerin ağzından aktarıldığını hem de meşrulaştırılmasında kimlere atıfta bulunulduğunu –ya da kimlerin sözünün değerli kılındığını- ortaya koyabilmek açısından önemlidir. Bu çerçevede, içerik analizine konu olan dört aylık dönemde çoğunluk aktörlerinin kodlanabildiği 1301 habere bakıldığında, ırkçı-ayrımcı tutum ve yargıların ağırlıklı olarak (632 haber ve yazıda) çoğunluğun Türk halkı ya da kamuoyu gibi anonimleştirilmiş kimliğinin arkasında yaygınlaştırıldığı görülmektedir. Böylece, “gazetede her gün okuyoruz” önermesine eklemlenen “herkes böyle düşünüyor” yargısı ırkçı ayrımcı söylemlerin olağanlaştırılarak “masumlaştırılmasına” aracılık edebilmektedir.
Gazete başlıklarındaki ayrımcılıklar
Irkçı-ayrımcı söylemlerin oluşmasında, biz ve onlar karşıtlığı önemli bir yer tutmaktadır. Başlıkların niceliksel analizi bu karşıtlığın öte tarafının ağırlıklı olarak “Kürtler” ve “Ermeniler” olduğunu göstermiştir. Niteliksel bir değerlendirmede ise, Türklüğün övgüsü ve yüceltilmesinin, neredeyse her zaman, Kürtler ve Ermenilerle ilgili
Reklam
“Avrupa Birliği uyum yasaları içinde birkaçı var ki, toplumumuzun aynası oldu. Özellikle yabancılar ve vatandaşımız olan gayrimüslümlerle ilgili değişiklikler, inanılmaz bir direnç yaratıyor. Ülkenin yüzde 99’u Müslaman ancak 2-3 kiliseye sağlanacak kolaylık, 15-20 kilise kurulma olasılığı insanlarımızı ayağa kaldırıyor. … “Yabancıları en çok seven halk” yalanını icat etmişiz. Evet, birkaç günlüğüne gelen yabancı turiste karşı çok dostuzdur ama evlerine geri dönmeleri koşuluyla. İş bulmak, çalışmak için gelmiş Afrikalı, hatta Pakistanlı birkaç yüz işçiye bile nasıl kötü muamele ettiğimizi gazeteler yazmıştır. Benim en çok merak ettiğim, vatandaşımız olan gayrimüslimlere gizli düşmanlığımızdır. (Posta, Mehmet Ali Birand, “Azınlıklarımızı neden sevmiyoruz?” başlıklı yazısı, 27.09.2006) (vurgu yazara ait)
sorunu hep dışarıda ararken çalkalanan Türkiye içi
Ekim 2006-Ocak 2007 tarihleri arasında ulusal ve yerel basında ırkçı-ayrımcı içeriklerin saptandığı yazı ve haberlerin konularına göre dağılımı, Fransa Parlamentosu’nda Ermeni soykırımını inkâr edenlerin cezalandırılmasına yönelik yasa tasarısının oylanmasının da etkisiyle, Ermeni sorununun 441 haber ve yazıyla (%29) birinci sırada yer aldığını
Irkçılık-ayrımcılığa karşı içeriğin bulunduğu haberler içinde Ermenilere karşı ayrımcılık yapıldığını teslim edenlerin oranı %35’tir (49 haber ve yazı). Hrant Dink cinayeti dolayısıyla, Ermeniler özellikle Hürriyet (21) ve Zaman’daki (18) haber ve yazılarda ayrımcılığa uğradıkları işaretlenen başlıca grup olarak öne çıkmaktadır. Bunu 19 haber ve yazıda Müslümanlar (17’si Zaman’da olmak üzere), 18 haberde Türkler (17’si Zaman’da olmak üzere) 15 haberde de Kürtler (12’si Zaman’da olmak üzere) izlemektedir. Türkiye nüfusunun %97’sini oluşturan Müslümanların ayrımcılığa uğradığı iddialarını bir kenara bıraktığımızda, İslamcı-muhafazakâr çizgideki Zaman’ın Ermeniler ve Kürtler gibi diğer azınlık gruplarına karşı da duyarlı bir söylem geliştirmiş olması dikkat çekicidir. Güneyde İmece de inceleme kapsamında ele alınan yerel basın içinde Ermenilere ayrımcılık yapıldığı yönündeki haber ve yazı içeriklerine (6) yer veren tek gazete olmuştur. (bkz. Tablo 3). Türkiye’de Romanlara, Araplara, Süryanilere, Yahudilere, Hıristiyanlara, siyahlara, eşcinsellere, yabancı kadınlara, cemaat ve tarikatlara, Avrupalılara, Asyalılara yönelen ve gündelik dilin içine bu gruplara özgü ırksal, kültürel özelliklere dair stereotipler aracılığıyla yerleşen ayrımcılığın yerel ve ulusal basın tarafından neredeyse hiç görülmemiş olması ise dikkat çekicidir.
Türkiye’de gerek ulusal düzeyde gerek yerel düzeyde medyanın ırkçı, milliyetçi ve cinsiyetçi söylemleri eklemleme tarzları ve bunların müzakere edilme biçimleri üzerinde yapılmış çalışmalarda, etnik /dini/ cinsiyet temelli ayrımcılığın, biz ve onlar kurgusunun varlığı saptanmıştır. Örneğin Sevda Alankuş-Kural’ın “TV aracılığıyla yaygın medyanın, toplumun meşru çoğunluğu ve iktidar edenler ile onların karşısındaki her türden gayrımeşru azınlıklar arası hegemonya mücadelesindeki ‘tarafını’ resmetmek” (1995:94) amacıyla gerçekleştirdiği “Türkiye’de medya, hegemonya ve ötekinin temsili” başlıklı çalışmasında, çeşitli program türlerinden ve dizi filmlerden seçilen örnekler aracılığıyla dinsel ve etnik ötekilik tiplemelerinin söylemsel kuruluşuna odaklanılmıştır. Çalışma, Kürtlerin televizyon dizilerinde hâkim mitleri yeniden üretecek şekilde, “kriminal dünyanın insanları, dolayısıyla bize de zararları dokunabilecek harici ötekiler” olarak resmedildiklerini (102), türbanlı kadının ise “daha çok öte dünyaya dönük olarak yaşayıp, bugüne aktif olarak katılmayı reddeden birisi olarak stereotipleştiril”irken “iyileştirilebilir öteki” olarak kurulduğunu (97-98) ortaya koymaktadır.
Reklam
20 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.