Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hüsnüyadis Hortladı

İşgal Günlerinde İşbirlikçiler

A. Nedim Çakmak

İşgal Günlerinde İşbirlikçiler Gönderileri

İşgal Günlerinde İşbirlikçiler kitaplarını, İşgal Günlerinde İşbirlikçiler sözleri ve alıntılarını, İşgal Günlerinde İşbirlikçiler yazarlarını, İşgal Günlerinde İşbirlikçiler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
pdf kitap (benim, senin, onun, bizim, sizin, onlar için..)
son zamanlarda ağırlıklı olarak yaptığım tarih konulu okumalara ara verip bir süreliğine farklı türlerde kitaplar okuyayım dedim, bu amaçla okumayı düşündüğüm kitapların pdf versiyonlarını telefonuma yüklemeye çalıştığımda 'yetersiz hafıza' şeklinde uyarı verdi.. ben de okumayı düşündüğüm kitapların pdflerinin yarısının telefonda
"İnsan kendi ömrü kadar yaşadıklarını biliyorsa , bilinç düzeyi kendi ömrü kadar olacaktır."
Reklam
320 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
Milli Mücadele dönemimde yaşanan ihanetler, düşmanların yanında saf tutanlar ve günümüzde de yaşananlar üzerinden yapılan çıkarımlar, benzerlikler. Sert bir üslupla kaleme alınmış olmasına rağmen Milli Mücadele dönemine özellikle İzmir ve Manisa çevresinde yaşanan zülme ve mezalime ışık tutmakta.
İşgal Günlerinde İşbirlikçiler
İşgal Günlerinde İşbirlikçilerA. Nedim Çakmak · Kum Saati Yayıncılık · 200742 okunma
·
Puan vermedi
Ülkemizin işgale uğradığı dönemde işgalcilerle işbirliği yapan Manisa Mutasarrıı Giritli Hüsnü Giritli Derviş Mehmet ve diğer işbirlikçilerin yaptıklarının anlatıldığı bu kitap ayrıca işbirlikçilerin günümüzde de işbaşında olduklarını ve bu kişilerin dedelerinin geçmişte söyledikleri gibi egemenliğin paylaşılmasında sakınca olmadığı şeklindeki açıklamaları çekinmeden yaptıklarını ortaya koymaktadır. Kimin ne olduğunun bilinmesi ve uyanık kalınması gerektiğini hat rlatan bu kitabı merakla okudum...
İşgal Günlerinde İşbirlikçiler
İşgal Günlerinde İşbirlikçilerA. Nedim Çakmak · Kum Saati Yayıncılık · 200742 okunma
Parti pehlivan hemen söze başlar: Menemen'i Yunan vurdu, ezan sustu; mala, cana, ırza tecavüz ediyorlar. Buralara da gelirlerse aynı şeyleri yapacaklardır, diyerek bir dayanışma sözü almağa çalışır... Derviş Mehmet akıncıları imalı ve alaycı bakışlarla haince süzerek, aç mısınız tok musunuz demeden, "ayağınızı denk alın..." der gibi bir tavırla diklenerek: " Ben Yund Dağı'na kadar bu köylerin tarikat Şeyhi'yim, bizim tarikatımız kurşun atmayacak... Mehdi gelmeden caiz değildir!.." gibi, bir şeyler söyler... ... Ama der demez milisler sert tepki verirler, bazıları da silahlarına davranır. Arap Osman Efe sert mizaçlıdır, gırtlağını yırtarak bağırır: — Bunlardan başlayalım, gavurla anlaşmış gibiler!... Parti Pehlivan, silahları indirin işareti yaparak, Derviş Mehmet'e döner ve sorar: "Sizin tarikatınız Gavur Tarikatı mıdır ki gavura kurşun atmaz, ne biçim laf edersiniz?..." diyerek çıkışır!... ... Sonra " lanetler okuyarak! " oradan uzaklaşırlar. Bozalan Köyü üzerinden Dumanlı Dağı geçitlerini aşarak, Menemen düzüne ulaşırlar. 21 Mayıs 1919
Sayfa 224Kitabı okudu
ŞEYH SÜKUTİ'DEN SEKSEN YIL SONRA(...)
Yine papazlarla-patriklerle muhabbete iştirak edenler Yine Şeyh Sükutinin tarikat önderleri ve bir avuç dönme-devşirme Yine İslam'a sırtını dönmüş, yüzünü papazlara Bir avuç mürid maskara dinlerarası diyalog çok; lâkin Milli Mahsusa yok. Yine sahte bir Erzurumlu. İslam ahalinin "fuzuli vekaletini... " takınarak Yine Peygamber ocağı'na soğuk. Yunan'a sıcak. Bu millet intihar ediyor Kendini astı-asacak
Sayfa 222Kitabı okudu
Reklam
Yunanistan'da medya Yunan'dır, Almanya'da Alman, Fransa'da Fransız, Amerika'da Amerikan...Türkiye'de Medya neden Türk değildir?...Bunlara yakışan sıfatları: HAÇLI ORDULARININ İLERİ KARAKOLU GİBİ, İŞGAL GÜÇLERİ MEDYASI.
Sayfa 280Kitabı okudu
7 Aralık 2004/ Gazetelerin hepsinde birden yer alan bir haber: Kütahya Belediye Başkanı Mustafa İlça Bey, İstanbul Ortodoks patrikhanesine saygılarıyla bir ziyaret yaparak, patrik hazretlerini Kütahya'ya davet etmiş, kilise yapımı için kendilerinden yardım istemiştir... Haber bu(!)Yok, hayır!... Yunan işgal günlerinde değil... (ya bir de işgal günü olsaydı, sayın ve Kayın(!) başkan ne yapardı? "Bazı gazeteler şöyle yazdı: "Kütahya karıştı... "Mustafa İlça, Kütahya'ya ne yüzle dönecek?" "Mustafa İlça'yı Kütahya'dan kovarlar." "A.K.P.'li başkan papaza yanaştı..." "Bir kişi bile Rum olmayan Kütahya'da kilise açılması için Patrik Barthelomeos'a yanaşmalık yaptığından " devam ederek... Ruhu satılmışlıkla beslenmiş olan "Dört köşe..." yazarlarından tısss... Vatan Evladı Necdet Sevinç ve Emin Çölaşan'ın yüreklerinden dökülenleri okuduk... Pekii, günümüzde Kütahya'da Yunan işgali olmadığı halde, Kütahya Belediye Başkanının Patrik yalakalığı nereden çıktı?... Bu ziyaret nedir; bu ziyaret?... Suç üstüdür bu... Suç üstü!!!
Sayfa 264Kitabı okudu
Rauf Denktaş
Yunanistan'da bir gazete veya bir gazeteci, köşe yazarı sapığı, ya da bir siyasetçi görmedik, ki "katil Papadapulosa" saldırırken suçüstü yakalansın!!) Rumlar Rauf Denktaş'a saldırıyor, içimizdekiler de Rumlarla birlikte saldırıyorlardı. Bizimkiler "eleştiri tarzında" değil, derinden gelen bir intikam hırsıyla, damarları şişmiş, vücut kimyaları bozulmuş bir şekilde; Türk Kahramanı Rauf Denktaş'a saldırıyorlardı...Tabii, onlara göre biz aptalız, çünkü "vukuatlı nüfus kayıtlarını" bilmiyorduk!!) Bunlar, bu Millete kim olduklarını açıklamak zorundadırlar...
Sayfa 280Kitabı okudu
25 Mayıs 1335/ Ahenk Gazetesi, Baş Makale: "Türklük tutmamıştır, milliyetçilik asla tutmamıştır. Anadolu toprakları üzerinde yaşayan her türlü cemaatler ile Türk, Rum, Ermeni ve Musevi inançları arasında muhabbet (dinlerarası diyalog) kurulması gerekir..." ... YENİ MÜTAREKE MEDYASI: 2005 — "Türk'üm demeyin, Türkiyeliyim deyin..." manşetleri geçiyordu (!) — 2000'li yıllara geldik, hala bir "dinlerarası diyalog" furyası: Holding Medyasında menü: "dinlerarası diyalog" Tarikat Medyasında menü: "dinlerarası diyalog..." Varsa eğer, Allah'ınızdan korkun, yüzyıldır aynı terane; bıktırdınız, usandırdınız!., yeter artık, cehenneme kadar gidiniz; diyalog yapınız; ama milleti rahat bırakınız... isterseniz birbirinizi ya... (!)
Sayfa 261Kitabı okudu
Reklam
Kuvayı Milliye ruhuyla, Mustafa Kemal ve Silah Arkadaşları İtilafçılığı, İttihatçılığı ve Amerikan Mandacılığını yırttı attı. Halen, tüm emperyalist uşaklarının Mustafa Kemal ATATÜRK'e saldırmalarının sebebi budur. Bu saldırılarını, emperyalist kumanda merkezlerinden kumanda edilen "Haçlı Müslümanı tarikatları..." aracılığıyla yaparak, dini bir kamuflaj halinde geniş bir cephe oluşturma yöntemini kullanıyorlar; üstelik "Cumhuriyetçiyim" diye sükse yapan Avrupa Birliği yanlısı Entel liboşlarla birlikte...
Sayfa 259Kitabı okudu
2 Teşrinisani 1334 / Köylü Gazetesi / Emin Süreyya: "...İngilizlere teşekkür ederiz. Mondros Mütarekesi sözleşmesinde çok emekleri oldu, Hülasa; zirai, sanayi, ticari yönden gelişmenin yolu açıldı..." 2 Teşrinisani 2004/YENİ MÜTAREKE MEDYASI: "... İngiliz Başbakanı Toni'ye, Alman Şansölyesi Coni-Roder'e, İtayan Başkan Berlis-Coni'ye, hatta Bush Oğlu Buş'a, Avrupa Birliği Yeni Mütareke şartlarının yazılmasında bizim için pek ziyade emekleri oldu. Kendilerine minnet borçluyuz. Hülasa; Mondros Mütarekesi şartlarının da fevkinde olarak, sanayi, ticari zirai yönden gelişmenin yolu açıldı... İmza/ Bizans çocukları, K. Fog çocukları, onun, bunun çocukları (Teşekkür edilen devlet sayısı artmıştır: Büyük gelişme).
Sayfa 257Kitabı okudu
Arınç
Unutmadan söyleyelim; Şeyh Sükuti tarikatının tekkelerinde "dedem Derviş Mehmet şehit gitti, Kubilay murdar gitti... " diye konuşanlar, bugün yine "egemenliğimizi, bağımsızlığımızı paylaşabiliriz..." diye konuşarak, aslında geçmişte maruz kaldıkları Yunan tecavüzlerine "müstehak olduklarını... " ifade ediyorlardı! (...) Hüsnüyadis yalnız değildi, O GÜN DE BU GÜN DE YALNIZ DEĞİLDİR...
Sayfa 256Kitabı okudu
Unutmadan söyleyelim. Manisa’yı kurtaran Fahrettin Altay Paşanın adını bir meydandan silerek, yerine bir "GAVURUN ADINI..." yazanlar da Hüsnüyadis'in torunlarıydı/ 1965-imza sahipleri Encümen dosyasında(!)
Sayfa 255Kitabı okudu
Menemen
16 Mayıs'ta Şeyh Sükuti ve Manisa Mutasarrıfı Hüsnü Bey'le birlikte İzmir işgal kuvvetleri başkomutanlığına giderek, bağımsızlığımızı paylaşmak istiyoruz anlamında konuşan, Hacı Mehmet Efendi de şikayetlerini bildirmek için gelmiştir. Hacı Mehmet Efendi "korkmaynız" diye konuşan iki Fransız Subayına: — Siz bize, "dükkanlarınızı açın, yağma bitti" diyorsunuz, halbuki yağma halen devam ediyor; şu anda hanımımı yağmalıyorlar, kızımı da yağma ediyorlar! İhbarı ve şikayeti üzerine bir Fransız Subayı, yanına bir Yunan Jandarma yüzbaşısını da alarak olay mahalline gitmiş; bir grup Yunan askeri ve yerli Rum, Hacı Mehmet Efendi'nin karısına bir ahırda tecavüz ediyorlardı. Ne diyelim ki: Egemenliğini paylaşıyorlardı; (bugünkü egemenliğini paylaşma heveslilerine ithaf olunur...) diğer tarafta ise 13 yaşındaki kızına çok sayıda Yunan askeri tecavüz etmiştir, kızcağız daha sonra acılar içinde vefat etmiştir.
Sayfa 211Kitabı okudu
62 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.