"Ölümle her an yüz yüze yaşadım. Ölüme o kadar yakın olmak bir müddet sonra, ölümü bir kaygı ve korku kaynağı olmaktan çıkarıyordu. Hatta ölümün bir kurtuluş çaresi olarak özlendiği anlar yaşanıyordu."
Ama tarih pek çok ülkede ve pek çok zamanda, devrimcilere vatan haini çamuru atanların esasen kendi ihanetlerini gizleyebilme telaşı ve kompleksi ile böyle davrandıklarını defalarca göstermiştir.
Türkiye Cumhuriyeti'nde uyumlu bir yurttaş olmanın biri hayal, diğeri gerçeklik, iki ayrı düzlemi aynı anda, eşit yoğunlukta yaşamak anlamına geldiğini okul öğretti.
Ekonomik refaha gelince; o da düzelirdi, şu devlet düşmanları olmasa! Milletin devletine güveni sarsılmasa, morali bozulmasa! İnanç birliği sanıyı gerçeğe dönüştürmeye yeterdi
Türkiye bir iç savaşın eşiğine gelmişse, böyle bir gelişmenin nedeni, her şeyden önce, ülkemizde onlarca yıldır uygulanan ekonomik politikaların neticesi olarak görülmelidir.