Medreseler, teşkilatlanmış halleriyle ortaya çıktıkları ilk günden itibaren, yeni sistemleri vücuda getirmeyi değil, sadece mevcut olan fikirler sistemini nesilden nesile aktarmayı gaye edinmiştir. Dolayısıyla onlar, araştırma ruhu ve müstakil düşünceyi yerleştirmekle ilgilenmemişlerdir. Tam aksine onlar, buruhu kontrol altında tutmayı başarmışlardır, aksi takdirde onların varlık sebepleri ortadan kalkmış olacaktır.