Farabi’ye göre saadetin elde edilmesi insanın yaratılış sebebini teşkil eder. Bu yüzden, fazilet, iyilik gibi kavramlar saadetle kıyaslanınca ikinci derecede önem arzeder. Saadet, insan faaliyetlerinin nihai meyvesidir. O, mutlak gayedir.
Eğer insan görünüşler dünyasının aldatıcı güvenliğine sığınır ve üzerinde bulunduğu durağı {dünya hayatını} ulaşılması gereken durak yerine koyarsa hiçbir zaman menzile ulaşamaz.
Her şeyden önce farabi peygamberde hem tasavvur hem de tahayyül gücü gördüğü için onu filozofdan aşağı görmez. Peygamber tıpkı bir filozof gibi akledilirlerin mutluluğun vs nin, ne olduklarını nasıl iseler öylece tasavvur edilebilir