Fahr-i Kâinat, ashâbına, onları hüzne sevk eden bir konuşma yapar. Bunun üzerine sahâbîler şöyle derler:
-Ey Allah'ın Resûlü sanki bize veda vaazınızı yaptınız. Bundan sonra bize ne tavsiye edersiniz. Bu suale cevap olarak Hz. Peygamber:
'Size Allah'tan korkmanızı ve Habeşli bir köle de olsa devlet adamlarınızı dinleyip, itâat etmenizi tavsiye ederim. Sizden kim benden sonra yaşarsa şiddetli ihtilaflar görecektir. Öyle ise benim sünnetim ile râşid ve hidâyet üzere olan halifelerin sünnetine bağlanınız. Sünnete sımsıkı sarılınız. Sizleri sonradan çıkan bidatlerden sakındırırım. Çünkü her bidat dalalettir.'
Buradaki râşid halifeler ilk dört halifeye delalet ettiği gibi onların yolundan giden İslâm devlet başkanlarına da şamildir. Çünkü mahlukatı hak yola davette, dinin ihyası ve ilâhî kanunların tatbikinde Peygamberimizin sünnetini takip eden her halife râşid halifelerden sayılmıştır...
Hadis-i şerifte râşid ve mehdî olan halifelere itâat emredilmekle rüşt ve hak yolda dosdoğru olan bütün halifelere uymanın vacip olduğu ifade edilmiştir. Bu itâat, belirtilen vasıfları taşıdıkları takdirde bütün halifeler için geçerlidir. Çünkü bu halifelerin sünneti kendi isteklerinin neticesi olmayıp Peygamberimizin sünnetine uymalarının gereğidir.
Halifeye itaatin vacipliğini ifade eden bu hadisin dışında başka hadislerde de imam veya emîre itâatın peygambere itâat, peygambere itaatin Allah'a itâat olduğu, imama isyanın da aynı şekilde peygambere ve Allah'a isyan olduğu açıklanmıştır.