Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İslam'da Lanetliler Toplumsal Yaralar

M. Cevat Akşit

İslam'da Lanetliler Toplumsal Yaralar Gönderileri

İslam'da Lanetliler Toplumsal Yaralar kitaplarını, İslam'da Lanetliler Toplumsal Yaralar sözleri ve alıntılarını, İslam'da Lanetliler Toplumsal Yaralar yazarlarını, İslam'da Lanetliler Toplumsal Yaralar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Allah aşkına veya Allah için sözlerini, olur olmaz yerde kullanıp Allah'ın kişiler yanında saygınlığını kaybetmesine neden olmamalıdır. Bu sözü, olağan bir söz durumuna düşürmemelidir. Allah'ın saygınlığı önemsiz, sıradan birşey konumuna getirilmemelidir.
Sayfa 335Kitabı okudu
Resûlüllah Efendimiz (sav), bir gün ashabina Hızır (as)'dan bahsedeceğini söylemişler ve şu olayı anlatmışlar. Adamın birisi diğerinden birşey istemiş. Fakat diğeri, hiçbirşeyim yok ne vereyim, demiş. Adam, ben Allah için senden istiyorum diye isteğini tekrarlamış. Diğeri, birşeyim yok ama sen azamet sahibi Allah'ı aracı koydun. Bir canım var. Allah için sana verdim, al, kölenim. İstersen beni başkasına da satabilirsin, demiş. Adam da almış ve sonra satmış. Yeni sahibi onu yıllarca çalıştırmış. Bir gün sen asil birine benziyorsun. Kimsin, nesin? diye sormuş. O da ben Hızır'ım, deyip olanı anlatmış. Allah için deyince ne verilmez ki, iş Allah için denince istenilen yapılmazsa o kişinin yanında demiş Allah'ın saygınlığı yok demektir. Yahut o Allah'ı sevmiyor. Allah'a sevgisi dumura uğramış demektir. Mü'minin yanında en sevgili ve saygılı varlığın Allah (c.c.) olması gerekir. Yapamayacağı şeyi birisinden Allah için isteyerek onu zor duruma düşürmek ne kadar yanlıştır!
Sayfa 334Kitabı okudu
Reklam
Bir kimse kardeşi ve dostu olduğu bir mü'mine kafir derse, onu düşman ilan etmiş olmaktadır. Ona lânetli olduğunu söylemiş olmaktadır. Bu Allah'ın emrine zıt bir davranış olur. Mü'mine kafir diyen, onda kendini görmüş olur. Çünkü "mü'min, mü'minin aynasıdır". Nitekim Resûlüllah (s.a.v.); "Herhangi bir kimse din kardeşine, ey kafir, dese kafirlik, söylediği gibiyse ikisinden o söylediğinde kalır. Yoksa söyleyene geri döner, onun üstünde kalır, buyurmaktadır.
Sayfa 328Kitabı okudu
Peygamber Efendimiz Aleyhisselâm şöyle buyurdu: "Vallahi iman etmiş olmaz. Vallahi iman etmiş olmaz. Vallahi iman etmiş olmaz". Kim Ya Resûlallah!, dediler. "Komşusu şerrinden emin olmayan!"
Sayfa 320Kitabı okudu
Peygamber Efendimiz Aleyhisselâm şöyle buyurdu: "Hayır vallahi! Siz ya emr-i bi'l-ma'ruf, nehy-i ani'l-münker yapıp zalimi yakalar, onu hakka döndürür ve hakka hapsedersiniz! Ya da Allah sizi birbirinize düşürür ve Beni İsrail'e küfür ve isyanları üzerine lânet ettiği gibi size lânet eder."
Sayfa 312Kitabı okudu
Allah (c.c.), Lut kavmini yerin dibine geçirdiği gece, 80.000 kişi teheccüd namazı kılmaktaydılar. Ama onlar 30 kişi kadar olan homoseksüelin kötü işlerine engel olmamışlardı. Meşru olmayan şeylerin toplumda karar kılması, iyiliği ve meşruluğu emretmek hususunda dalkavukluk edilmesi, birliğin parçalanması, bid'atların zuhuru ve cihadda gevşeklik gösterilmesi birer fitne olup, bunlara göz yumulması ve önlenmemesi felaket sebebi olmuştur.
Sayfa 310Kitabı okudu
Reklam
İnsan, vücudunun herhangi yerinde bir çıban, ağrı ve hastalık olduğunda, nasıl ilgisiz kalamaz ve onu tedavi için ne lazımsa yaparsa, mü'minlerden birinde görülen bir hastalık, bela, yanlışlık ve kötülük tüm mü'minleri harekete geçirir, geçirmelidir. Aksi halde bir çıban değil mi ne olursa olsun denirse, arkasından çıban kangrene dönüşür ve sonunda ölüm gelir. Toplumdaki bir kötülüğe aldırmayan insanlar, bir süre sonra kötülüğün kendilerine de ulaştığını görürler. Ve kötülüğün önü alınmazsa toplum yok olur gider. Toplum düzenini bozan ve suç sayılan her eylem, insan vücudundaki çabana benzer. İlgisiz kalınamaz. Ma'siyete rıza, onu işlemek gibidir"
Sayfa 309Kitabı okudu
İyilikleri emredip kötülükleri önlemek, ahir zaman ümmetinin mümeyyiz vasfı, özel niteliği ve mü'minliğin şiarıdır. Kur'ani Kerim'de Allah (c.c.); "Mü'minler, eğer kendilerine yeryüzünde iktidar verirsek namaz kılar, zekatı verirler, iyiliği emreder ve kötülükten nehyederler. İşlerin sonu Allah'a varır", buyurmuştur. Keza "Mü'min erkeklerle mü'min kadınlar birbirlerinin velileridir. Onlar iyiliği emreder, kötülükten alıkorlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler, Allah ve Resûlüne itaat ederler. İşte onlara Allah rahmet edecektir. Şüphesiz Allah Azizdir, hikmet sahibidir.””, buyurulmaktadır. Ve Allah (c.c.), mü'minlerin iyiliği emredip kötülüğe engel olmalarının, kendilerini münafıklardan ayıran özellikleri olduğunu bildirmiştir. Çünkü münafıklar iyiliği önler, kötülüğü emrederler.
Sayfa 308Kitabı okudu
Allah'ın, meleklerin ve Peygamberlerin lânetleri dünya ve ahirette onların üzerinedir. Hak kanunlarını değiştiren, Allah'ı inkar ve ahiret inancını reddeden, hayra şer, şerre hayır diyen ve dedirten, kendini ilah gören tüm zalim despot firavunlar; lânetli olarak kıyamet gününde Cehenneme sevkedilirken şakşakçılarının önderi olacaklardır”. Dünyada bu zalimlerin etrafında kümelenip onları destekleyenler, zalim önderlerinin adıyla çağrılıp Cehenneme sürüleceklerdir. Kur'anı Kerim'deki bu ayetlerle; her insanın, zalim bir mel'un peşinden gidip gitmediğini ve eğer böyle bir firavuna uymuşsa sonunda onunla lânetli olarak Cehenneme gireceğini düşünmesi gerektiği hatırlatılmaktadır.
Sayfa 304Kitabı okudu
Peygamber Efendimiz Aleyhisselâm: "Kim müslümanların idareciliğini üstlenir de hatır ve dostluk uğruna onların üzerine birisini atarsa, Allah'ın lâneti üzerinedir. Allah onun farz ve nafilesini kabul etmez de Cehenneme sokar. Kim birisini Allah'ın yasaklarını korumaya görevlendirir, o da haksız yere Allah'ın haramlarında suistimal ederse onun tepesine de Allah'ın lâneti yağsın!", buyurmuşlardır.
Sayfa 298Kitabı okudu
76 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.