İslam'da Lanetliler Toplumsal Yaralar
M. Cevat Akşitİslam'da Lanetliler Toplumsal Yaralar Gönderileri
İslam'da Lanetliler Toplumsal Yaralar kitaplarını, İslam'da Lanetliler Toplumsal Yaralar sözleri ve alıntılarını, İslam'da Lanetliler Toplumsal Yaralar yazarlarını, İslam'da Lanetliler Toplumsal Yaralar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Gerçekten adet kabilinden olan şeylerde bile Resûlüllah'a (s.a.v) uyma, O yaptı diye, O'na sevgi ve saygıdan dolayı uyma niyeti, sıradan ve değersiz görünen bir şeye ibadet gibi sevap kazandırır.
Yoldan arazisine yer katmak herkesin hakkına tecavüz etmek demektir. Telafisi zor bir zulüm işlemektir. Resûlüllah Efendimiz (s.a.v.); "Yeryüzünden haksız yere arazi gasbeden, Allah kendisine gazaplanmış olduğu halde O'na kavuşur" ve, "Bir kimse haksız yere yeryüzünden bir karış yer gasbetse, orası yedi kat yerin altına kadar boynuna halka olarak takılır ve mahşerde öyle teşhir olunur, buyurmaktadırlar.
Sayfa 386Kitabı okudu
Bir müslümanın açıklanan şekilde kendi vücudunu örtmesi farz olduğu gibi, başka birisinin avret mahalline bakmaması da farzdır. Bakması haramdır. Kur'anı Kerim'de; "Resûlüm! Mü'min erkeklere, gözlerini harama dikmemelerini, ırz ve namuslarını korumalarını söyle" ve, "Mü'min kadınlara da söyle: Gözlerini harama bakmaktan korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler", buyurulmaktadır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de; "Kadın, kadının avret yerlerine; erkek, erkeğin avret yerlerine bakmasın!", buyurmuşlardır. Keza Resûlüllah Efendimiz (s.a.v.); "Bakmak, iblisin zehirli oklarından bir oktur. Onu Allah için bırakana Allah, kalbinde imanın tadını tadacağı bir sevap verir"
Sayfa 378Kitabı okudu
Peygamber Efendimiz (s.a.v.), ince ve şeffaf, ya da vücut hatlarını gösteren dar elbiselerle dolaşan kadınlar için; " giyindiği halde çıplak" tabirini kullanmışlardır ve "Şu iki sınıf insan cehennemliktir ki ben onları henüz görmemişimdir: Ellerindeki sığır kuyruğu gibi kamçılarla halkı döven (onlara zulmeden idareci)ler. Giyinik ama çıplak, erkeklere meyleder, onları kendilerine meylettirir Allah'a itaattan çıkmış, kendilerini gösteren, başlarını deve hörgücü gibi yaptıran kadınlar. Onlar Cennete girmezler. Kokusunu da bulamazlar. Çünkü Cennetin kokusu onlardan şöyle şöyle uzaklıktadır", buyurmuşlardır.
Sayfa 377Kitabı okudu
Ölenin cenaze merasiminde sesli olarak tekbir veya tehlil getirmek yahut zikretmek, ya da salavatlar getirmek, naralar atıp nutuklar çekerek öleni övmek de bid'attir, câiz değildir. Cenaze merasimi nümayiş yeri değildir. Bir gün aynı duruma düşüleceğinin tefekkür edilmesi, Allah(c.c.)'a yönelip hayatının muhasebesinin yapılması, sessizce ve vakarlı olarak Allah (c.c.) 'la olma yeridir. Sünnet olan budur. Resûlüllah Efendimiz (s.a.v.); "Allah üç yerde susmayı sever: Kur'an okunurken, düşmanla tam karşı karşıya gelindiğinde ve cenaze sırasında", buyurmuşlardır. Kur'an-ı Kerim okunduğunda susulup dinlenmesinin gerektiğini, bunun merhamet olunmaya sebep olacağını Allah (c.c.) haber vermiştir.
Sayfa 371Kitabı okudu
Erkeklik veya kadınlık üstünlük sebebi değildir. Erkeklerin yaptıklarını kadınlar yapamadığı gibi, kadınların yaptıklarını da erkekler yapamamaktadırlar. Kadın ve erkek, birbirine üstün değil, birbirlerini tamamlayan unsurlardır. Allah (c.c.) her cinse özgü yetki ve görevler vermiştir. Üstünlük takva, iman gürlüğü, ahlak güzelliği ve dürüstlük iledir."
Sayfa 363Kitabı okudu
Peygamber Efendimiz Aleyhisselâm şöyle buyurdu:
"Muhakkak ki Aziz ve Celil olan Allah bir kulun helakini irade ettiğinde, ondan hayayı çekip alır. Haya ondan alınınca onu ancak buğzedilmiş, üzerinde buğz eseri görülür halde bulursun. O kişi buğzedilmiş olunca onda emanete riayet duygusu kalmaz. Onda emanete riayet duygusu kalmayınca onun insanlar arasında hain olarak meşhur olduğunu görürsün. O hain olarak meşhur olduğunda kendisinde merhamet kalmaz. Kendisinde rahmet kalmadığında onu kovulmuş bir lânetli bulursun. O kovulmuş bir lânetli olduğu zaman ise onda artık İslam kaydı kalmamıştır."
Sayfa 353Kitabı okudu
Hangi nedenle olursa olsun zamana sövmek yahut lânet etmek çok yanlış davranıştır. Kur'anı Kerim'de; "Geceyi gündüze, gündüzü geceye katan Allah'tır", buyurulmuştur. Resûlüllah Efendimiz (s.a.v.) de; "Kahbe felek gözün kör olsun, çarhın kırılsın demeyin! Zamanı evirip çeviren, onda tasarruf eden Allah'tır" buyurmuşlardır.
Sayfa 348Kitabı okudu
Peygamber Efendimiz Aleyhisselâm şöyle buyurdu:
"İyiliği ümmetimin merhametlilerinden isteyin. Onların himayesinde yaşarsınız. Kalpleri katı olanlardan istemeyin ve beklemeyin. Zira onların tepelerine lânet yağar, rahmet onlardan uzaklaştırılmıştır."
Sayfa 346Kitabı okudu
Allah aşkına veya Allah için sözlerini, olur olmaz yerde kullanıp Allah'ın kişiler yanında saygınlığını kaybetmesine neden olmamalıdır. Bu sözü, olağan bir söz durumuna düşürmemelidir. Allah'ın saygınlığı önemsiz, sıradan birşey konumuna getirilmemelidir.
Sayfa 335Kitabı okudu
Resûlüllah Efendimiz (sav), bir gün ashabina Hızır (as)'dan bahsedeceğini söylemişler ve şu olayı anlatmışlar. Adamın birisi diğerinden birşey istemiş. Fakat diğeri, hiçbirşeyim yok ne vereyim, demiş. Adam, ben Allah için senden istiyorum diye isteğini tekrarlamış. Diğeri, birşeyim yok ama sen azamet sahibi Allah'ı aracı koydun. Bir canım var. Allah için sana verdim, al, kölenim. İstersen beni başkasına da satabilirsin, demiş. Adam da almış ve sonra satmış. Yeni sahibi onu yıllarca çalıştırmış. Bir gün sen asil birine benziyorsun. Kimsin, nesin? diye sormuş. O da ben Hızır'ım, deyip olanı anlatmış. Allah için deyince ne verilmez ki, iş Allah için denince istenilen yapılmazsa o kişinin yanında demiş Allah'ın saygınlığı yok demektir. Yahut o Allah'ı sevmiyor. Allah'a sevgisi dumura uğramış demektir. Mü'minin yanında en sevgili ve saygılı varlığın Allah (c.c.) olması gerekir. Yapamayacağı şeyi birisinden Allah için isteyerek onu zor duruma düşürmek ne kadar yanlıştır!
Sayfa 334Kitabı okudu
Bir kimse kardeşi ve dostu olduğu bir mü'mine kafir derse, onu düşman ilan etmiş olmaktadır. Ona lânetli olduğunu söylemiş olmaktadır. Bu Allah'ın emrine zıt bir davranış olur. Mü'mine kafir diyen, onda kendini görmüş olur. Çünkü "mü'min, mü'minin aynasıdır". Nitekim Resûlüllah (s.a.v.); "Herhangi bir kimse din kardeşine, ey kafir, dese kafirlik, söylediği gibiyse ikisinden o söylediğinde kalır. Yoksa söyleyene geri döner, onun üstünde kalır, buyurmaktadır.
Sayfa 328Kitabı okudu
Peygamber Efendimiz Aleyhisselâm şöyle buyurdu:
"Vallahi iman etmiş olmaz. Vallahi iman etmiş olmaz. Vallahi iman etmiş olmaz". Kim Ya Resûlallah!, dediler. "Komşusu şerrinden emin olmayan!"
Sayfa 320Kitabı okudu
Peygamber Efendimiz Aleyhisselâm şöyle buyurdu:
"Hayır vallahi! Siz ya emr-i bi'l-ma'ruf, nehy-i ani'l-münker yapıp zalimi yakalar, onu hakka döndürür ve hakka hapsedersiniz! Ya da Allah sizi birbirinize düşürür ve Beni İsrail'e küfür ve isyanları üzerine lânet ettiği gibi size lânet eder."
Sayfa 312Kitabı okudu