Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İslam'da Şehir ve Mimari

Turgut Cansever

En Beğenilen İslam'da Şehir ve Mimari Gönderileri

En Beğenilen İslam'da Şehir ve Mimari kitaplarını, en beğenilen İslam'da Şehir ve Mimari sözleri ve alıntılarını, en beğenilen İslam'da Şehir ve Mimari yazarlarını, en beğenilen İslam'da Şehir ve Mimari yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Mimarî, insanın çevresini biçimlendirme çabasının ürünüdür.
Ailenin yapısı, çocukların eğitimi, kültürel amaçlar, yaşlılara saygı ve mahremiyet şuuru, bir Müslüman evinin planimetrik organizasyonuna yansır. Bir evin mahremiyeti ile mahfuz ve mahrem bir mekân olarak ev anlayışı birbiriyle ilişkili ifadelerdir.
Reklam
Ne isterseniz yapınız, her yaptığınız şey mutlaka inancınızın tam bir inikâsı (yansıması) olacaktır.
Batı kültürünün herhangi bir döneminde Müslüman tevazuuna benzer bir ifade bulmak çok zordur
İslam Şehir Kültürüdür
“Kültürümüz tarım kültürüydü; dolayısıyla Türkler şehir kurmayı bilmiyorlardı” şeklinde yorumlar yapılmaktadır. Bu yoruma katılmıyorum. Tamamen şehir kültürüydü İslâm kültürü. İnsanlar arasındaki münasebeti insanlar kendileri düzenliyorlardı. Bu şehir Paris ve Hıristiyan Ortaçağ şehirleri gibi tabiattan kopuk değildi. Tabiatla bütünleşmiş bir şehrin kültürüydü; bu bakımdan da ne orman ortasındaki evlerden oluşan Orta Avrupa yeni yerleşmeleri, ne Amerikan şehirleri gibi ağacın içerisine gömülmüş yapılardan oluşuyordu. Allah’ın yarattığı tabiatla insan elinin meydana getirdiği ürünün dengesinden oluşuyordu İslâm şehri. Tabiatın içerisinde kaybolduğunuz zaman sorumluluklarınızdan bir kısmını terk edersiniz. Halbuki Osmanlı ve İslâm şehirleri tabiatı içine almakla beraber her ağaca, her çalı parçasına, her çiçeğe yüce bir değer kazandıracak şekilde insanın dünyayı nasıl güzelleştirdiğinin ürünlerini vermiştir. Bu bakımından insanlık tarihinde benzeri çok az görülen ve bu kadar yaygın olarak hiçbir örneği olmayan bir üründür.
Şehir; insanın, hayatını düzenlemek üzere meydana getirdiği en önemli, en büyük fizikî ürün ve insan hayatını yönelten, çerçeveleyen yapıdır.
Reklam
Batı kültüründe ve İslam nazarında sanat
Son on asırlık Batı kültüründe sanat eseri, kilise ve diğer güçler adına, insanı bilinçsizce yönlendiren, sürükleyen bir telkin ve kandırma aracı olarak kullanıldı. Tasvirci sanat, genellikle tasvir ettiğini yüceltmek, sevdirmek veya küçültmek gibi etkileri beraberinde getirir. Böylece kişinin bilinçle karar verme hakkı yok olur. Bu etki Batı kültürünün temel niteliğidir. Oysa bütüncü, tezyînîci, strüktüralist yaklaşımda sanat eseri bu telkini yapmaz ve yapmak imkânından da mahrumdur, yalnızca insanın yaşadığı dünyayı güzelleştirmeye yöneliktir. Bu durumda insan güzelleştirme eylemine katılmak hak ve sorumluluğundan başka, hayatının diğer kararlarında kısıtlanmamıştır. Tersine, tam bağımsız ve hürdür. İslâm dünyasında görülen çevrenin sadeliği, insanî ölçüsü, tevazuu, geçiciliği, güzelliği, insanı sürükleme iddiasında olmaması, yukarıda sözü edilen temel görüşün ürünüdür.
Osmanlı'da evler
Evlerin küçük ölçüsü tabiatı, ağaçları, toplum inancının timsali olan camileri ve şehrin önemli yapılarını, ufku, dağları ve insanları yüceltir. Evler genellikle tek katlıdır. Zemin seviyesi iç avlunun devamı olarak boş bırakılmıştır; ev birinci katta yer alır.
Gayrî maddilik
İnsan eserinin sınırlılığı (satıh ve hudutları) kullanılan malzemenin gerçek maddî tabiatını reddetmeden, ona insan ürünü olmaktan doğan nitelikler (sunîlik) ve dolayısı ile immateryel (gayri maddî) bir ifade kazandırır. Parıldayan çini satıhlar veya kesin satıhlar meydana getiren duvar dokuları vs buna örnek olarak verilebilir. Bu immateryellik tezyînatçı (güzelleştirici) tavrın hem bir parçası, hem de sonucudur. İmmateryellik, tezyînîcilik sanat ürününün insan ile ilişki biçimini de belirler.
550 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.