En Eski İslam'ı Düşünmek Gönderileri
En Eski İslam'ı Düşünmek kitaplarını, en eski İslam'ı Düşünmek sözleri ve alıntılarını, en eski İslam'ı Düşünmek yazarlarını, en eski İslam'ı Düşünmek yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Karşılanması mümkün olmayan birbirinden farklı talepler, diğer alanlardan ziyade din alanında görülmektedir. Çünkü bilindiği üzere din hakkındaki düşüncelerimiz daha çok dini geleneklerimiz tarafından belirlenir. Diğer dinleri anlamayı ancak zihnimizde tasavvur ettiğimiz dine -yani Hristiyanlığa- uygunsa başarabiliriz. Aslında dünyadaki birçok din son 200 yılda Hristiyanlıkla, özellikle Protestan Hristiyanlığı ile uyumlu hale gelmiştir. Bu uyum süreci özellikle Avrupa dışı dinlerde, "modernite" dediğimiz şeyin bir parçasıdır.
Sayfa 22Kitabı okudu
TÜRKÇE BASKIYA ÖNSÖZ
İslam, Almanya dâhil olmak üzere Orta Avrupa'daki pek çok insan için hem bilinen hem de bilinmeyen bir olgudur. Küreselleşen dünyamızda her gün haber bültenlerinde İslam ile yalandan ilişkili haberler yayımlanmaktadır. Ulusal ve uluslararası haberciliğimiz özellikle çatışmalar, şiddet ve savaşlar tarafından yönlendirildiği
Sayfa 7 - Albaraka Yayınları ☪ 1. Baskı, Kasım 2020
İnsan ne kadar çok ilerleme kaydedip gelişirse çocuklara o kadar az ihtiyaç duyar ve çocuk yapmamaya karar verir.
Doğum oranlarının düşmeye başlaması bir ülkenin modern dönemin kültürel çağına ne zaman girdiğinin bir göstergesi olarak kabul edilir.
Avrupa ve Kuzey Amerika istikrarlı bir şekilde genişlerken neredeyse tüm Avrupa dışı ülkeler bir süreçten geçmiştir. Bu süreç istisnasız tüm İslam ülkelerini etkileyen sömürgecilik faaliyetleridir.
Klasik sonrası İslam'a baktığımızda Hristiyanlığın aksine bir durumu göze çarpmaktadır. Nitekim Hristiyanlıkta o zaman din savaşları, cadı avı ve yasak kitaplar listesi gibi pek çok durum söz konusuydu. Bauer'e göre "İslam'da ne örgütlü ruhban sınıfı ne felsefe ve doğa bilimlerinin bastırılması ne de rasyonalistleri tekfir etme eğilimi" bulunuyordu.
Bugün Suriye iç savaşında Sünniler ve Şiilerin birbirlerinin boğazını sıktığını gördüğümüzde, bunun geçmişte çok daha kötü olması gereken eski çatışmaların yeniden canlanması olduğunu düşünüyoruz. Bu düşünce, ilerleme anlayışımız tarafından bize dayatılmıştır. Suriye'nin uzun süredir yaşadığı bu iki mezhep arasındaki barış, o zamana göre çok ileri bir adım olmalıydı.
1100'lerde başlayıp 1798'de Napolyon'un Mısır'ı işgaliyle sona eren ve kısaca "klasik sonrası İslam" diye adlandırdığım dönemde, İslam'da Müslümanlar arasında kanlı savaşlar vuku bulmadı. Olsa bile, bunları ne 16. ve 17. yüzyılın Orta Avrupa'sındaki dini savaşlarla ne de 1975'te Lübnan, Suriye ve Irak'ta patlak veren iç savaşlarla kıyaslamak mümkün görünmektedir.
Çok Önemli Tespit
Shlomo Pines (1908-1990) doktorasını 1936'da Üçüncü Reich'da Berlin Üniversitesi'nde tamamlayan muhtemelen son Yahudi'ydi. Ertesi yıl Hindistan mahreçli İngilizce akademik bir dergide, zamanının İslami araştırmalarından onlarca yıl ileride bir makale yayınladı. Bu makalesinde İbn Rüşd ile birlikte 12. yüzyılda İslam felsefe tarihinin sona erdiği
İlerlemede eksiklik ve her zaman ilerleme olması gerektiği beklentisi, bence bizim için aşılması zor bir engeldir. Bu da klasik sonrası İslam toplumlarını gerçekten anlamamızı zorlaştırmaktadır.
Başarı her durumda ilerlemeyi de beraberinde getirir mi? Felsefi bir sorunun temeline inme, onu olabildiğince çok yönlü tartışma ve önerilen çözümleri birbiriyle karşılaştırma iddiası, bu tartışma herhangi bir iddia içermezse bile zaten iyi ve güçlü bir felsefe oluşturmuyor mu? Sorun aslında çözmek ve dünyayı ileriye götürmek mi?
Klasik sonrası dönemde İslam'a baktığımızda Hristiyanlığın aksine bir durumu göze çarpmaktadır. Nitekim Hristiyanlıkta din savaşları, cadı avı ve yasak kitaplar listesi gibi pek çok durum söz konusuydu. Bauer 'e göre "İslam'da ne örgütlü ruhban sınıfı ne felsefe ve doğa bilimlerinin bastırılması ne de rasyonalist tekfir etme eğilimi" bulunuyordu..
Sayfa 73Kitabı okudu
Fransa'nın 1798'deki askeri zaferi, sonraki yüzyılda Mısır 'da medrese eğitim sisteminin kaldırılmasıyla sonuçlandı. Medreseler önce politeknik kolejler ve daha sonra Fransız modeline dayalı üniversiteler ile değiştirildi..