Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hatıralar ve Şehir

İstanbul

Orhan Pamuk

En Eski İstanbul Sözleri ve Alıntıları

En Eski İstanbul sözleri ve alıntılarını, en eski İstanbul kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Şehrin manzaralarına bakmak, sokaklarda yürüyerek, gemiyle gezinerek, İstanbul'un verdiği duyguları görüntülerle birleştirmektir, ama gezinerek şehrin manzaralarını seyretmek bu değildir yalnızca, bir de içinde bulunduğunuz ruh halini şehrin size verdiği görüntülerle birleştirebilmektir. Bunu hünerle ve içtenlikle yapmak, insanın hafızasında şehrin görüntülerini en derin ve içten duygularla, acıyla, kederle, hüzünle ve zaman zaman mutluluk, yaşama sevinci ve iyimserlikle birleştirmektir." Orhan Pamuk/Resimli Istanbul Hatıraları ve Şehir
"Hayat o kadar berbat olamaz" diye düşünürüm bazan."Ne de olsa sonunda insan Boğaz'da bir yürüyüşe çıkabilir."
Reklam
uykuyla uyanıklık arasındaki o tatlı bölgede, bunu düşünmenin bana iyi geleceğini bildiğim için hep birilerini öldürdüm. Bir kısmı yakın akraba, hatta ağabeyim gibi iyice yakın kişiler, bir kısmı siyasetçi, edebiyatçı, bir kısmı esnaf, çoğu da hayali kişilerden özür dilerim. Kedileri aşkla, dostlukla sevip, bir inançsızlık, umutsuzluk ve boşluk anında kimse görmeden onlara bir tane çakıp güldüğüm, sonra utandığım, içimin kediye şefkatle dolduğu da çok oldu.
Ruhumdaki bu kırılmayı hissediyor, yaklaşan yalnızlığımdan telaşa kapılıyor, içine düşmekte olduğum karanlığın bir hayat tarzı olmasından korkarak herkes gibi olmaya karar veriyordum.
Bazen hayat tam olarak ne yaptığımızı bilmeden, el yordamıyla, kör gibi ilerlemeye zorlar bizi. Asıl güzel olan da, sonuçta anlayamadan gelinen yolun önemi fark etmektir.
Şehri için için çürüten yenilgi, yıkım, eziklik, hüzün ve yoksulluğa karşı Boğaz, hayata bağlılık, yaşama heyecanı ve mutluluk duygularıyla derinden bir şekilde kafamda birleşmiştir. İstanbul’un ruhu ve gücü Boğaz’dan gelir. Oysa şehir başlangıçta Boğaz’ı fazla önemsememiş, burayı bir yol, güzel bir manzara ve son iki yüzyılda bir de yazlık bir saray ya da yalı yeri olarak görmüştü. Bir dizi Rum balıkçı köyünün halkından başka kimseciklerin yaşamadığı Boğaz’a on sekizinci yüzyıldan itibaren Osmanlı seçkinleri sayfiye yeri olarak yerleşmeye başlayınca da, özellikle Göksu, Küçüksu, Bebek, Kandilli, Rumelihisarı, Kanlıca civarında İstanbul’a ve Osmanlı uygarlığına ait dışa kapalı bir kültür gelişti. Osmanlı paşalarının, seçkinlerin, son yüzyılın zenginlerinin yaptırıp içinde yaşadığı yalılar, daha sonra, yirminci yüzyılda, Cumhuriyet’in ve Türk milliyetçiliğinin heyecanıyla, Türk-Osmanlı kimliğine ve mimarisine örneklik etti.
İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Ahmet Rasim
Abdülhamit’in İstibdat diye bilinen otuz üç yıllık baskı döneminin başlarında, 1880’lerin sonlarına doğru bir gün, Babıali’deki küçük Saadet gazetesinde bir sabah erkenden oturmuş çalışan yirmi beş yaşlarındaki genç gazetecinin odasının kapısı “birden” açıldı ve içeriye kolları kırmızı çuhadan “bir nevi asker ceketi giymiş”, kırmızı fesli, uzunca
İletişim YayınlarıKitabı okudu
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.