İstanbul bir Babil, başlı başına bir dünya, bir kaostur. Güzel midir? Fevkalade güzeldir! Çirkin midir? Korkunçtur! Onu sevdiniz mi? Tutkuyla. Orada yaşar mısınız? Kim bilir? Kim gönül rızasıyla başka bir gezegende yaşamayı kabul edebilir ki?
Türk kadının pek çok yasal güvencesi ve adetlerin tanıdığı ayrıcalıkları olduğu doğrudur. Genelde nazik ve centilmence muamele görür. Hiçbir erkek, halka açık bir sokakta bir kadına el kaldırmaya cesaret edemez.
İstanbul, önünde şair ile arkeoloğun, sefir ile tacirin, prenses ile gemicinin, Kuzeyli ile Güneylinin, hepsinin aynı hayranlık duygusuyla haykırdığı âlemşümul ve son derece büyük bir güzelliktir.
"Türkler için bu kuşların her birinin tatlı bir önemi ve müşfik bir anlamı vardır:Kumrular aşıklar içindir,kırlangıçlar yuvalarını yaptıkları damları yangından korurlar,leylekler her sene Mekke'ye,hacca giderler,yalıçapkınları inananların ruhlarını cennete taşırlar.Işte bu yüzden,insanlar bu kuşları hem minnet hem Allah sevgisiyle korur ve beslerler."