Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

İstanbul Gönderileri

İstanbul kitaplarını, İstanbul sözleri ve alıntılarını, İstanbul yazarlarını, İstanbul yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“… Aklımda kalan sahneleri size aktarayım. Muhteşem bir manzara, ahşap küçük bir ev, müthiş bir ışıltı ve derin sakinlik. Türkiye denilince işte bu aklıma geliyor.”
Sayfa 66 - Edmondo de AmicisKitabı okudu
“Boğaz’ın ve Asya’nın göründüğü şahane bir manzaradan sonra kenarında eski, dökük evlerin bulunduğu, girintili çıkıntılı dar sokaklarının hüznüne eşlik edersiniz. Hafif karartılı bir yeşillikten, güneşin ışıklarının vurduğu toz bulutuyla karşılaşılır. Küçük bir gezintiden sonra hayrete düşülür. Gürültülü kalabalıklardan, çıt çıkmayan sessizliklere, o kutsal rüya şehir, rüyalardan uzak kasvetli ve pis şehre geçilir. İstanbul’un nasıl bir şehir olduğunu soranlara cevap vermekte güçlük çekersiniz. İstanbul bambaşka bir dünyadır. Kainatın yaratılmasından önceki kaostur. Güzel bir şehir midir? Muazzam bir şehirdir. Çirkin bir şehir midir? Korkunçtur. Giden gören beğenir mi? Başı döner, sarhoş olur. Peki orada kalmayı tercih eder misiniz? Belli olmaz. İnsan buradan hem heyecan hem hayal kırıklığı yaşamış, hayran kalmış, nefret etmiş, zihni tamamen bulanmış olarak geri döner.”
Sayfa 29 - Edmondo de AmicisKitabı okudu
Reklam
Seyyahın Gözünden
Hiç kimse İstanbul'da hayal kırıklığına uğramamıştır.
Sayfa 2
Her şeyden evvel, ışık! İstanbul'da en büyük zevklerimden biri,Galata köprüsünden güneşin doğuşunu ve batışını seyretmekti. Şafak vaktinde, sonbaharda, Haliç hemen daima ince bir sis tabakasıyla örtülüdür. Şehir bir oyunun hazırlıklarını gizlemek için sahnenin üstüne gerilen beyaz tüllerin arasından görüldüğü gibi, sisin arkasından hayal meyal görülür.
Pilâv Türklerin mukaddes yemeğidir, aynen Napolililerin makarnası, Arapların kuskusu, İspanyolların puchero'su gibi.
"Türkler için bu kuşların her birinin tatlı bir önemi ve müşfik bir anlamı vardır:Kumrular aşıklar içindir,kırlangıçlar yuvalarını yaptıkları damları yangından korurlar,leylekler her sene Mekke'ye,hacca giderler,yalıçapkınları inananların ruhlarını cennete taşırlar.Işte bu yüzden,insanlar bu kuşları hem minnet hem Allah sevgisiyle korur ve beslerler.
Reklam
TÜRKLER
Türk,düşünmeyi seven, ağır, yavaş eski çoban tabiati, her şeyi Allah'a bırakarak insanın elini kolunu bağlayan dini, îmânı için dövüşüp galebe çalmak kadar büyük ve lüzumlu bir şey tanımayan, muharebe bitince bütün vazifelerin bittiğine inanan İslâm'ın askeri geleneği ile böyle olmuştur. Onun için, her şey mukadderdir; insan kaderin elinde sadece bir oyuncaktır; beşerî şeylere yazıldığından başka bir istikamet vermek için çırpınması faydasızdır; dünya bir handır: Allah insanı oradan ibadet ederek ve kendi eserlerine hayran olarak geçmesi için yaratmıştır. Allah nasıl bilirse öyle yapsın; bırakalım düşecek şey düşsün, geçecek şey geçsin; yenilemek, muhafaza etmek için yorulmayalım. En büyük arzusu huzurdur, hayâtının rahat ahengini bozabilecek bütün sarsıntılardan en büyük dikkatle kaçınır. Ne öğrenme açgözlülüğü, ne kazanç ateşi, ne seyahat iptilası, ne de aşk ve sevdânın müphem ve doymamış ihtirasları vardır.
Sayfa 378Kitabı okudu
TÜRKLER
Hakikaten, dış görünüşe göre hüküm verilirse, İstanbul'un Türk halkı, Avrupa'nın en medenî ve en namuslu halkı gibi görünür. İstanbul'un en ıssız sokaklarında bile bir yabancının tecavüze uğraması tehlikesi yoktur; câmiler ibâdet saatlerinde bile ziyaret edilebilir ve bizim kiliselerimizi ziyaret edecek bir Türk'den daha fazla hürmet görüleceğinden emin olunabilir; kalabalıkta, küstah olması şöyle dursun, fakat fazla meraklı bir bakışa bile hiç rastlanmaz; güldükleri nâdiren görülür, sokağın ortasında ağız dalaşı eden halk adamları da çok azdır; kapılarda, pencerelerde, dükkânlarda kadın sesi hiç duyulmaz; fuhuş, uygunsuz bir hareket hiçbir şekilde görülmez; çarşıdaki vakar câmidekinden hiç de az değildir; her yerde pek az hareket eder, pek az konuşurlar, şarkı, gürültülü kahkaha, halka mahsus bağırtı çağırtı duyulmaz, yolları tıkayan rahatsız edici toplanmalar yoktur; yüzleri, elleri, ayakları temizdir; yırtık pırtık elbiseler azdır, olanlar da nâdiren kirlidir; bütün içtimai sınıflar arasında umumî ve karşılıklı bir hürmet görülür.
Sayfa 374Kitabı okudu
400 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
İstanbul 11.05.2022 1870'li yıllarda İtalyan gözü ile İstanbul. Tasvirleri ve gezi notlarının konu genişliği çok iyi. Mekanlar ve insanları çok detaylı betimlemiş. Özellikle 'İstanbul'un Geleceği' bölümünü ayrı beğendim. Yazım hataları: 14-49-85-88-139-146-167-170-259-261-282.S
İstanbul
İstanbulEdmondo De Amicis · Pegasus Yayınları · 2009134 okunma
İstanbul, bir mezarın üstüne tünemiş bir metres gibi,uçsuz bucaksız harabelerin üstünde oturmuş, kendi yazgısını bekliyor.
Reklam
Birisi size aniden, "İstanbul nasıl bir yer?" diye soracak olsa, tek yapabileceğiniz, ellerinizi başınızın üstüne koyup, zihninizdeki düşünce fırtınasına son vermeye çalışmak olacaktır. Güzel midir? Fevkalade güzeldir. Çirkin midir? Korkunçtur! Onu sevdiniz mi? Tutkuyla. Orada yaşar mısınız? Kim bilir? Kim gönül rızasıyla başka bir gezegende yaşamayı kabul eder ki?
İstanbul
“İstanbul bir şehir değildir; ne çalışır, ne düşünür, ne de yaratır; medeniyet, kapısına kadar dayanıp, sokaklara saldırırken; o, camilerinin gölgesinde hayaller kurup pineklemeye devam eder ve bu sese kulak dahi vermez. Kopuk, dağınık, şekilsizdir; yerleşmiş bir devletin kudretinin vücut bulmuş halinden çok, göçebe insanların dinlenme yerlerini andırır.”
Sayfa 49 - PegasusKitabı okudu
Selâtin Camiler
Bizim içinde doğup büyüdüğümüzden farklı bir fikir ve his düzeninin mermerden yapılmış dev gibi bir isbâtı, düşman bir ırkın ve îmânın tezâhürü olan ve bize, fevkalâde çizgiler ve cesur yüksekliklerin sessiz diliyle bizim olmayan bir Tanrı'nın ihtişâmını ve ecdadımıza korku salan bir milletin şânını anlatan bu âbideler, evveļâ tecessüsümüze üstün gelip uzakta tutan çekinme ve korku ile karışık bir hürmet uyandırır.
216 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.