Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İstanbul Bir Masaldı

Mario Levi

Öne Çıkan İstanbul Bir Masaldı Gönderileri

Öne Çıkan İstanbul Bir Masaldı kitaplarını, öne çıkan İstanbul Bir Masaldı sözleri ve alıntılarını, öne çıkan İstanbul Bir Masaldı yazarlarını, öne çıkan İstanbul Bir Masaldı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir cümlenin, bir sözcüğün öncesinde, görülmeyen, bir türlü ya da her zaman hatırlanamayan hangi cümleler, hangi sözcükler vardı örneğin, bir bakış, hangi karanlığındı, hangi bakışta kaybolmuştu, bazı çağrılar kimin, kimlerin, hangi duyurulamamış seslerin çağrısıydı?
Tamamlanamayan cümleler, başkalarında bırakılan cümleler, hep aynı yalnızlığa çıkan, aynı geriye çekilişte, savunma alanında kalmanıza yol açan cümleler... O insanları, insanlarınızı, insanlarınız olarak bilmek ya da görmek istediklerinizi, başkalarına, kendi sözcüklerinizle, yalnızca kendi sözcüklerinizle getirmeyi tercih edişinizin bu kaçışla bir ilgisi var mıydı?.. Anlatmak, hep anlatmak isteyen siz değil miydiniz ama?.. Anlatmak, hep anlatmak isteyen, içinizdeki o insan değil miydi? Anlatmak, bir yerlere tutunabilmek, bir yerin olabilmek için anlatmayı denemek... Anlattığınız, anlatabildiğiniz kimdi bu durumda? Anlatamadığınız, anlatmayı bir türlü başaramadığınız kimdi? Anlatmayarak, anlatmayı erteleyerek korumaya çalıştığınız kimdi?..
Reklam
"Sözcüklerle çoğalmak,yeniden doğmak gibi bir duygu bu...Başka kitaplardaki insanlara ya da hayatımın bana yön veren hikaye ve kahramanlarına zaman zaman benzemeyi istemek benim suçum değildi..."
Ölümleri ertelemenin, unutmayı denemenin başka kaç yolu vardı?..
'duvarların’ yabancısı değildim... Bu ‘duvarlar’ benim duvarlarımdı... Benim duvarlarım.. ‘Dilimde’, yeniden bulmak istediğim, ‘dilimde’ anlatmayı düşlediğim duvarlarım... O tedirginlik böyle açıklanabilirdi, o yanlış adım atma korkusu bu duvarlar tarihinde aranabilirdi belki de... O korku o duvarlarda gizliydi...
Kimilerine göre ‘gerçek bir kadın’, kimilerine göreyse ‘yalnızca bir düş’tü.
Reklam
Yenilgilerimizi hazırlayan insanlar, bizi bir türlü göremeyenler ya da gördükleri halde yaptıklarımıza, duyurmak istediklerimize hep sağır kalanlardı...
Herkesin, günün birinde, bir yerlerde yitirdiği sanısına kapıldığı, hayatı bir biçimde sürdürme adına, parçalarını, kırıntılarını toplamaya çalıştığı bir hikâyesi vardır. İstenmemiş, hep yabancı kalınmış insanlarla yıllar boyunca yaşamak, sevilmemiş, sevilememiş okullarda okumak ya da bir türlü benimsenememiş mesleklerde, uzun, çok uzun günleri, geceleri, bizleri bir yerlerde beklediğine, bekleyeceğine inanılan uğraşların hayalinde tüketmekle anlam kazanan bir sürgünden, aslına, kendi küçük dünyasına er ya da geç dönme çabası mıdır bu? Bilmiyorum. Bilmiyor ya da bilmemeyi, kendimi tek bir yanıtın sınırlarına hapsetmemeyi yeğliyorum doğrusunu söylemem gerekirse.
Yanlışlarımızla da yaşamayı öğrenmemiz gerekiyordu. Gülümsemeyi, böylelikle, biraz daha iyi öğrenebilirdik...
Görünenlerin, gösterilenlerin ardında bir hayat daha vardı bir kez daha... Görünenlerin, gösterilebilenlerin ardında kalan, karanlığı, başka ışıltılarla taşınmaya çalışılan bir hayat...
876 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.