Bir sürü kitabını alıp kitaplığıma koysam da okumak ilk kez kısmet oldu ve çok üzüldüm. Neden daha önce okumamışım
🪙Başkomiser Nevzat, yardımcıları Ali ve Zeynep, öldürdükleri kurbanları İstanbul’un en önemli tarihi anıtlarının önüne, ellerinde o döneme ait sikkelerle bırakan katil veya katillerin peşine düşmüşlerdi. Her yeni kurbanla beraber, Nevzat ve ekibinin araştırmaları derinleşiyor, şüpheliler çoğalıyor ama sonuca varılamıyordu. İstanbul’un güzelliğini bozan, tarihi katledenlere savaş açan İSD üyeleri mi, yoksa tarihi koruma bahanesiyle ceplerini daha da doldurmayı hedefleyen iş adamları mı gerçek faillerdi? Yeni cinayetler, tarihi anıtlar, İstanbul tarihi yarımadada devam eden soruşturma derlen olaylar devam ediyor. Hele final bölümü biç beklenmedik şekilde okuyanı şaşkına çeviriyor.
🪙Kitabı okurken kendime çok kızdım çünkü Dan Brown’ın tüm kitaplarını almış okumuş biri olarak aynı hisleri bende uyandıran, hatta İstanbul’da geçtiği için çok daha fazla hoşuma giden bu kitabı nasıl bu kadar geç okudum Anlatılan tüm eserleri, gidip gördüklerim olsa da, internette arayarak inceledim. İstanbul’un tarihi konusunda ne kadar bilgisiz olduğumu, tarihin korunması için yapılanların maalesef yetersiz olduğunu öğrendim. Hem bu kadar tarihi detayı hikayeye koyup hem de bir kere bile okuyanı sıkmayan kaç kitap vardır ki? Okurken, evden çıkamadığımız pandemi günlerinde İstanbul’u gezmiş, kokusunu almış, seslerini duymuş gibi hissettim. Nevzat karakteri acısıyla, üzüntüsüyle, İstanbul sevgisiyle çok sevdiğim bir kişi oldu. Benim gibi Ahmet Ümit okumaya geç kalanlar varsa kesinlikle tavsiyemdir