En Eski İstanbul’da İki Yıl 1919-1921 kitaplarını, en eski İstanbul’da İki Yıl 1919-1921 sözleri ve alıntılarını, en eski İstanbul’da İki Yıl 1919-1921 yazarlarını, en eski İstanbul’da İki Yıl 1919-1921 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İçimdeki sanatçı, hayvan gibi yaşayan ve içinde bulundukları andan, ekmek parçasından, tuzdan, her adımda karşılaşılan tehlikelerden başka bir şey düşünmeyen kaba saba insan kalabalığının değirmen taşı altına düşmüş bir buğday tanesi gibiydi.
Entelektüel kültürün yasaları maddeye ilişkin yasalara benzer: Hiçbir şey yok olmaz, her şey dönüşür. Hayatımızın temel öğeleri uzaklardaki kaynaklar tarafından sulanan derin katmanlarda yatar. Suların hacmi ve mecrası değişmiş, yeni kuvvetler devreye girmiş ama zihniyetimizin özü şu ana kadar değişmeden kalmış ve kalmaya devam etmektedir.
Sonra her yer yeniden sakinleşip ıssızlaşıyor; güneş kavuruyor, hava yakıyor, çok eski olayların rivayetlerini yüklenmiş gökyüzü sonsuza doğru uzanıyor.
Yazar İstanbul'daki gayr-ı müslim mezarlıklarını tasvir ediyor:
Mezarlıkta ne insan görülüyor ne de hayvan... Sanki sonsuza kadar terk edilmiş gibi. Yaşayan insanlar tarafından ebediyen reddedilmiş ölüler şehri kendi haline bırakılmış. Ona hiçbir insan gözü değmiyor ve sevgi dolu hiçbir el uzanmıyor.