İstanbul'un Halleri Gönderileri
İstanbul'un Halleri kitaplarını, İstanbul'un Halleri sözleri ve alıntılarını, İstanbul'un Halleri yazarlarını, İstanbul'un Halleri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Anlatamayacağım kertede dertli olduğum bir geceydi. Yalnızlık bir hançer gibi göğsüme saplanmıştı ve gümüş işli sapından tutup yüreğimden çekip çıkaramıyordum bu görünmeyen hançeri.
Anlatamayacağım kertede dertli olduğum bir geceydi. Yalnızlık bir hançer gibi göğsüme saplanmıştı ve gümüş işli sapından tutup yüreğimden çekip çıkaramıyordum bu görünmeyen hançeri.
Sayfa 32Kitabı okudu
"Sinema bilmezsin, tiyatro bilmezsin, plaja gitmezsin, gezmeye gitmezsin. Tatlıya, et yüzüne hasretsin. E peki sen söyle bakalım, yani sen de adam mısın?"
Bereket versin,dünya yüzünde henüz iyi kalpli insanlar eksik değil.Böyle bir iyi kalpli adam,
-Senin için bir tek kurtuluş yolu var,dedi,git,kendini Sarayburnu'ndan aşağı at...Sende kurtul dünya da kurtulsun!..
Yolda okumanın ne yararlı bir iş olduğunu düşündüm. Okuyan, her şeyi biliyor.
"Hayatımda Zübeyde'ninkiler gibi dudağa rastlamadım. Onun dudakları bana ısmarlama gibi gelirdi. Gözlerimi bağlasalar, teker teker bin kadın öpsem, içlerinden hangisinin Zübeyde olduğunu hemen anlardım. Zübeyde'nin dudakları ÇUKULATA kokardı. Neden, biliyor musunuz? O zamanlar şimdiki rujlar mı yoktu, yoksa vardı da biz mi bilmezdik, bilemem... Zübeyde'm, dudaklarına ÇUKULATA ambalajlarının kırmızı kâğıtlarını sürer, dudaklarını onlarla boyardı. Rengi ona, tadı bana yarardı."