İstikbal İslamındır
Seyyid Kutubİstikbal İslamındır Sözleri ve Alıntıları
İstikbal İslamındır sözleri ve alıntılarını, İstikbal İslamındır kitap alıntılarını, İstikbal İslamındır en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ne zaman ki insanlar maddî şeylere güvenmek ihtiyacını duyarlar, o zaman kötü sonuçlarla karşı karşıya gelmiş olurlar.
Dikkat, hür bir cemiyette kaybediyoruz!
İnkâr ve materyalizme saplanmaksızın içtimai adaleti elde etmek hususunda acıklı bir başarısızlığa uğradık. Çünkü bu, ferdin diğer fert karşısında içtimai kayıtları benimseme veya reddetmedeki seçme arzusuna dayanmaktadır. Bunun bir neticesi olarak, her bakımdan hür bir cemiyet içerisinde pek çoklarımız imanımızı kaybettik. Medenî bir cemiyet olmamıza rağmen, dinî vazifelerimizi yerine getirememekteyiz. Çünkü dinle; dinî uygulamaları birbirinden ayırdık ve imanın yeni hayat şartlarıyla beraber gideceğine tekrar inanamadık. İmanla amel arasındaki münasebet kesildiği günden beri dünyaya yayabileceğimiz ruhî bir kuvveti geliştirme gücüne sahip değiliz!
Sayfa 90
Gücün dini
Dünyayı sarsan bu fâtih Romalılar, ibadete lâyık bir şey var ise onun kuvvet olduğuna inanırlardı. Çünkü insan alın teriyle, el emeğiyle kazanılmış olan servetlere kuvvet sayesinde konabiliyor ve savaş meydanında kuvvetiyle galip gelenler, sayısız mal ve mülkü ele geçiriyor, büyük arazi parçalarına sahip olabiliyorlardı. Zira, bizzat Roma imparatorluğu bu ezici kuvvetin sembolü, Roma nizamı da imparator azametinin bir ifadesiydi.
Sayfa 43
Engizisyon Mahkemelerinde cezalandırılan kimselerin üç yüz binden fazla olduğu tahmin edilmektedir. Bu mahkemelerin verdiği kararlarla tabiat bilgini Bruno dâhil, otuz iki bin kişi ölüme mahkum edilmiş ve diri diri yakılmıştır. Meşhur tabiat bilgini Galileo, dünyanın güneş etrafında döndüğüne inandığı için en ağır bir şekilde cezalandırıldı ve idama mahkûm edildi.
Sayfa 53 - Bilimevi Basın Yayın A.Ş.
"Biz; insanların, Allah'a döneceğine, O'nun hayat nizamına uyacağına inanıyor ve yakinen biliyoruz ki İSTİKBAL İSLAM'INDIR. Yine aynı şekilde inanıyoruz ki İslâm'ı, bütün ilim ve duygu alanlarıyla beşer hayatının nizamı olması esasından çıkarmak için sarf edilen ve edilecek olan bütün gayretler başarısızlıkla neticelenecektir. Hatta başarısızlık ve hüsran alametleri şimdiden belirmiştir. Çünkü hayattan uzaklaşma, ne bu dinde ve ne de başka hiç bir dinde yoktur."
Sayfa 14 - Risale yayınlarıKitabı okudu
İslâm, bütün maddi mahrumiyetlere rağmen savaşmıştır. Çünkü gereken kuvvet İslâm'ın özünde, sadeliğinde, açıklığında, genişliğinde, beşer fıtratına olan uygunluğunda, onun gerçek ihtiyaçlarına cevap verişinde, kula kul olmayı reddedip kulluğu Ulu Allah'a hasredişinde, emri ancak Allah'tan alıp ancak O'na boyun eğişinde mevcuttur. Bu kuvvet, Müslümanları, zorbaların tahakkümüne düşmek gibi arızî hâdiseler karşısında dahi küçültmemekte ve bilâkis yüceltmektedir. Baskı ve tahakkum, ne kadar şiddetli olursa olsun, Müslümanın gönlüne nüfuz edemez. İşte bu sebepledir ki İslâm, gönüllerde yaşadıkça Müslümanlar ruhi bir mağlubiyete uğramayacaklardır.
Sayfa 117
İslâm'ın sökülüp atıldığı yerde ne dil ne de milliyet kalmamaktadır.
Bugün her yerde İslâmî dirilişin öncülerine yöneltilen vahşiyane darbelerden daha sert ve daha çetin darbelere İslâm, hayatı boyunca dayanmış ve özündeki kuvvetten başka bir kuvvete istinat etmeksizin mücadele etmiş, zaferler kazanmış ve varlığını bugüne kadar korumuştur. Aynı zamanda ona sarılan milletlerin vatan ve şahsiyetlerini de silahsız bulunmalarına rağmen korumuş ve idâme ettirmiştir. İslâm, hem doğudan gelen Moğol ve hem de batıdan gelen Haçlı ordularının saldırılarına karşı kendi ülkelerini korumuştur. Endülüs (İspanya) de Haçlıların dünkü ve Filistin'de Siyonistlerin bugünkü zaferleri gibi doğudaki Haçlı seferleri de başarıya ulaşsaydı ne Arap Milleti, ne Arabistan ve ne de Araplık kalırdı. Dünkü Endülüs ve bugünkü Filistin şahitlik etmektedir ki İslâm'ın sökülüp atıldığı yerde ne dil ne de milliyet kalmamaktadır.
Sayfa 115
Maddiyatın değeri İnsanı aşmıştır.
"Çağdaş adam, muhitinin cemiyetçe kendisine kabul ettirilmiş olan yaşama ve düşünme alışkanlıklarının neticesidir. Bu alışkanlıkların vücudumuzu ve şuurumuzu nasıl müteessir ettiklerini gördük. Teknolojinin etrafımızda zuhur eden çevreye dejenere olmadan uymamızın imkânsız olduğunu şimdi biliyoruz. Halimizden sorumlu olan ilim değildir; sorumlular yalnız bizleriz. Yasak olanla olmayanları birbirinden ayırdetmeyi bilemedik. Tabii kanunlara karşı geldik. Böylece en büyük günahı cezası daima çekilecek olan günahı işledik. Fen dininin ve endüstri ahlâkının akideleri hayat gerçeği karşısında susmuşlardır. Yasak olanın ne olduğunu kendisinden soranlara hayat, daima aynı cevabı verir. Hayat zayıflar, medeniyetler yıkılır. Cansız maddeler ilimleri, bizi, bizim olmayan bir diyara götürmüşlerdir. Biz de arz etmiş oldukları her şeyi kabul etmişizdir. Fert daralmış, ihtisaslaşmış, ahlâka aykırı olmuş, anlayışsızlık içine düşmüş, kendini ve kendi müesseselerini idare edemez olmuştur.
Sayfa 78
İslâmiyet bir yoldur. O, bir hayat yoludur. Bütün esaslarıyla beşeriyetin hayat yoludur.
İSLÂM HAYAT YOLUDUR
İslâmiyet bir yoldur. O, bir hayat yoludur. Bütün esaslarıyla beşeriyetin hayat yoludur. O; Varlık'ın ruhunu açıklayan itikadi tasavvuru ihata eden ve bu varlık içerisinde insanın yerini ve gayesini tayin eden bir nizamdır. Bu nizam, imandan fışkıran ve ona dayanan, beşer hayatında ona gerçek bir şekil veren bütün hakiki nizam ve kuruluşları içine alır. Ahlâkî nizam ve nizamın kaynağı, dayandığı esas ve otorite; siyasî nizam ve bu nizamın şekil ve hususiyetleri; içtimaî düzen ve bunun temel esasla itikadi nizam, bunun felsefesi ve teşkilatı; devlet nizamı, bunun her türlü bağ ve ilişkileri gibi.
İşte tamamen birbirine bağlı olan, insan hayatının her yönünü düzenleyen, insanın bütün gerçek ihtiyaçlarına cevap veren ve her tarafı ile insan faaliyetlerine hâkim olan bütün bu gibi kuruluşları ihata eden bir hayat nizamı olması itibariyle, inanıyoruz ki istikbal, İSLÂM'INDIR.
Sayfa 7