Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İstiklal Harbi'nde Mücahit Kadınlarımız

Fevziye Abdullah Tansel

İstiklal Harbi'nde Mücahit Kadınlarımız Gönderileri

İstiklal Harbi'nde Mücahit Kadınlarımız kitaplarını, İstiklal Harbi'nde Mücahit Kadınlarımız sözleri ve alıntılarını, İstiklal Harbi'nde Mücahit Kadınlarımız yazarlarını, İstiklal Harbi'nde Mücahit Kadınlarımız yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Erzurumlu Kara Fatma'nın da balta ile mahalleleri dola­ şarak, 'Ne duruyorsunuz? Bu gün er kişilerinizi sedyelerinde boğaz­ layan düşmanlar, yarın da avratlannızı yataklarında kirletecekler! Artık yiğid kalmadı mı? ' diye halkı ayaklandırdığını, bu sırada Er­ zurum kadınlarının da her yerden, bi'l-hâssa Sultân Melik, Kutlu -dere ve Hasan Basrî mahallelerinden ellerinde baltalarla evlerinden dışarıya uğrayarak Aziziyye Tabyası'nın bulunduğu dağa doğru tırmandıklarını ve Aziziyye Tabyası'nı basarak baltalarla Ruslar'ı öldürüp, leşlerini Tabya'nın pencere ve kapılarından dışarıya attık­ larını ve kendilerinin de dişi arslanlar gibi yaralanarak kanlar içinde baltalanyle şehid düştüklerini anlattılar.
Ba'zan nekadar benzemiyor kendine insan Erkek acaba kimdir? Eğer sen de kadınsan. Ruhun adı olmaz: Ne kadınsın, ne de kızsın ; Bir dâne değilsin Nene Hatun, sayısızsın. Evlâdı ölüm dersi alırken anasından. Hep anneler akmış Meric'inden, Tuna'sından.
Reklam
Ba'zan nekadar benzemiyor kendine insan Erkek acaba kimdir? Eğer sen de kadınsan. Ruhun adı olmaz: Ne kadınsın, ne de kızsın ; Bir dâne değilsin Nene Hatun, sayısızsın. Evlâdı ölüm dersi alırken anasından. Hep anneler akmış Meric'inden, Tuna'sından.
Kırım Muharebesi'nde. Kara Fatma'yı falanı bir tarafa bırakalım. Bir Kürd kızı, nişanlısının arkasına düşerek, gönüllü nefer yazılmış, Kars'a kadar gelmiş. Bir taburun tıranpeteciliğinde bulunduğu hâlde şehit olmuştu.
Mustafa Kemal Atatürk:
"Kadınlarımız hadd-i zatında hayat-ı ictimaiyye'de er­keklerimizle her vakit yanyana yaşadılar. Bugün değil, eskiden beri, eski zamanlardan beri kadınlarımız erkeklerle baş başa hayat-ı cidalde, hayat-ı ziraatte, tedarik-i maişette erkeklerimizden yarım hatve geri kalmayarak yürüdüler. Belki erkeklerimiz, memleketi istila eden düşmana karşı süngüleriyle, düşmanın süngülerine göğüslerini germekle düşman karşısmda isbat-ı vücud ettiler; fakat erkeklerimi­zin teşkil ettiği ordunun hayat menbalarını kadınlarımız iş­letmiştir. Memleketin esbab-ı mevcudiyyetini hazırlayan kadınlarımız olmuştur ve kadınlarımız olmaktadır. Kimse inkar edemez ki bu harbde ve ondan evvelki harblerde mil­letin kabiliyyet-i hayatiyyesini tutan hep kadınlarımızdır: “Çift süren, tarlayı eken, ormandan odunu ve kereste­yi getiren, mahsulatını pazara götürerek paraya kalp eden, aile ocaklarının dumanını tüttüren, bütün bunlarla beraber hayvanı ile, kağnısı ile, kucağındaki yavrusuyla, yağmur demeyip, çamur demeyip, sıcak demeyip Cephe'nin mü­himmatını taşıyan hep onlar, hep o ulvi efkar, o ilahi Ana­dolu kadınları olmuştur; binaenaleyh büyük ruhlu, büyük duygulu kadınlarımızı şükran ve minnetle ebediyyen taziz ve takdis edelim!"
Sayfa 104
"Cihan Harbinden beri ardı arası gelmeyen bir cenk için, ağzından bir şikayet sözü çıkmadan, nesi varsa hepsi­ni veren Anadolu kadınları! Erkekleri kan ve ateş yerlerin­de savaşırken, uzak denizlerin kıyılarından orta yaylalara doğru, günlerce haftalarca, çıplak ayakları, giyimsiz sırtlarıyla kurşunları, top mermilerini taşıyan Anadolu kadınları! Batıda, doğuda, kıblede, bütün cephelerin arkasında memleketi işleten, tarlaları yeşerten, sayısız yetim çocukları yetiştiren, büyüten sensin, ey Anadolu kadını! Sırası gelince cephaneyi, yaralıyı taşımak sana yetmedi; silaha sen sarıldın, düşman önünde sen de nevbet bekledin, ateş­lere sen de girdin, sen de gaza ettin! 'Erkek arslan arslan olur da, dişi arslan arslan olmaz mı?' diyen sensin! Erke­ğinle beraber zafere erdirdiğin gazan mübarek olsun…”
Sayfa 101
Reklam
“Kağnısının başında duran bir ihtiyar ni­neye yaklaşmış ve sormuştum: 'Nine, üşüyor musun?'. Şu cevabı vermişti: 'Hayır oğul, üşümüyorum. Düşman, top­raklarımıza bastığı günden beri içim yanıyor!”
Sayfa 97
“Eşini kaybeden Türk kadını bana, 'Kumandan Bey, Hacı İshak şehit oldu; fakat Türk milleti yaşayacaktır' diyordu. Bu ilahî ses hâlâ kulaklarımda çınlamaktadır.”
Sayfa 73
1920 Temmuz'unda Osmaniyye'deki müstahkem Fransız karargahı­na yapılan hücumda arkadaşlarının tereddüdünü gören Rahmiye, "Ben kadın olduğum halde ayakta duruyorum da, siz erkek olduğunu halde yerlerde sürünmekten ve sak­lanmaktan utanmıyor mısınız?" diye bağırarak arkadaşla­rını hücuma teşvik etmiş, Fransız karargahı önünde alnın­dan vurularak şehit düşmüştür.
Sayfa 66
“Lehü'l-hamd (Allah'a şükürler ol­sun), bugün büyük Gazî'miz sayesinde emelimize nail ol­duk. Türk ve Türklük kurtuldu. Vaktiyle düşman çizmele­rinin altında inleyen sevgili topraklarımızda şimdi serbest ve göğsümü gere-gere yürüyorum."
Sayfa 61 - binbaş ayşe hanım
98 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.