Bismillah.
Aslında kitap genel olarak iki soruya cevap veriyor. Bunlar;
1. İslam ümmetinin bu kadar sıkıntıda olduğu, havanın bu kadar kasvetli olduğu bir zamanda Allah ve Rasulü'nün mijdelemiş olsuğu izzetli günler bir hayal mi yoksa gerçek mi?
2. Bu müjdelenen izzetli günlerin gelmesi asırlar mı alır yoksa birkaç sene içerisinde gerçekleşir mi?
Genel olarak konuşmak gerekirse müellif o eşsiz sahabe neslinden örnekler vererek onların bu eşsizliğini, o izzetli günlerini vicdan uyanıklığına, her daim dünyaya gelmiş oldıkları amacın bilincinde yaşamalarına bağlıyor. Bu vicdan uyanıklığını sürekli olarak sağlayan şey de şüphesiz ki Kur'an'dır. Onları Kur'an eğitmiş, onlar bir Kur'an nesliydiler. İşte bizler de Kur'an'a bakış açımızı düzeltir, buna mukabil onu anlayarak tertil ile okursak, hayatlarımıza geçirirsek, onu yaşamak için okursak işte müjdelenen izzetli günlerin bir hayal değil, gerçek olduğunu ve bunun gerçekleşmesi için asırlara ihtiyaç olmadığını anlamış olacağız.
Kitabın başlıbaşına bir konferans konusu olduğunu düşünüyorum. Bu kitap oturup tahlil edilecek, üzerinde konuşulup kafa yorulacak bir kitap diye düşünüyorum. Okunup okutulması gerekir... Belki o zaman Kur'an'a bakış açımızın düzeltilmesi için bir adım atılmasına vesile olabilecektir.