“Onunla bir çöp bidonunun başında tanıştım; çekingen, utangaçtı. Aç olduğu her halinden belliydi, yine de çöpü karıştırıp karıştırmamakta kararsızdı. … Kapkara gözlerinin feri sönmüş, omuzları çökmüş, dudakları çatlamıştı. Çöpten bulup çıkardığım ilk yiyeceği ona uzattım; tereddüt etti, gözleri doldu, boğazı düğümlendi. … Verdiğim mısır ekmeğinden ısırırken onu adeta incitmemeye çalışıyordu, belli ki ‘nan’ın kıymetini biliyordu, ‘nankör’ değildi yani. Birkaç parça daha yiyecek tutuşturdum eline; ilk defa gülümsedi, bembeyaz dişleri yüzünü aydınlattı. Birbirimizin dilini konuşamıyorduk, ancak iyiliğin evrensel diliyle anlaşmak zor değildi.” Düşenlerin, sürülenlerin, yersiz yurtsuz bırakılanların, içlerinde bir anda “tık” diye bir şeyler kopanların, acımasızca işleyen bir çarkın dişlilerinde öğütülenlerin son sığınağıdır sokak. Orada insan olmanın/insan kalmanın, dayanışmanın, bir dilim ekmeği paylaşmanın mutluluğu da yaşanır; yüzüstü bırakılmanın, tepetaklak yere çakılmanın acısı da. İnsanların en güzel hallerine de tanık olunur, en kötücül hallerine de. Ama sokağın “sesine” kulak vermek değildir aslolan, o “sesin” bizzat kendisi olmaktır. Sokak özgürlüktür çünkü, özgürlük sokaktadır.
160 sayfa
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

160 syf.
6/10 puan verdi
"Seni başkan yaptırmayacağız!" dediği için hapse atılan bir siyasetçinin yazara evrilmesini görmek ve kitaplarını okumak güzel bir duygu. Hapse atıldıktan sonra da rakibinin başkan olmasını görmesi ise yazar için zor olsa gerek. Okuyucuyu sıkmaması, kitabın içerisinde aksiyonun diri tutulması iyi birşey fakat sisteme bağırıp sistemin bizlere dayattığı bir yaşamı -kitabında- savunmak çelişkidir. Ana karakterin en yakın arkadaşını bir kaç cümlede olsa eşcinsel birisi olarak göstermek eşcinselliğin reklamıdır. Bu da kişinin özünden koptuğunu gösterir. Bu kısmı sevmedim. "Bana kalsa bütün eşcinselleri idam ederdim!" Meyhane, küfürlü cümleler, içki, kumar ve esrar gibi maddelerin insanların zor zamanlarında kurtuluşuymuş gibi gösterilmesi olmamış. Uzun süre hapiste kalan bir insanın manevî yönünün yükselmesi gerekir diye düşünürken Selahattin Demirtaş'ta bunu göremedim. Daha çok maddeci bir yazım tarzına evrilmiş. Saydıklarım dışında kitabı beğendim. Diğer kitaplarına oranla kalitesi düşük olmuş. Keyifli okumalar dilerim.
Jamal
JamalSelahattin Demirtaş · Dipnot Yayınları · 2025354 okunma
160 syf.
·
Puan vermedi
Bir fırtınaya yakalanmadan önce havanın yavaş yavaş kötüye gittiğini, belki öncesinde günlük güneşlik bir hava varken yavaş yavaş rüzgarın çıkmaya başladığını sonra güneşin kara bulutlar tarafından
Jamal
JamalSelahattin Demirtaş · Dipnot Yayınları · 2025354 okunma
160 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Ahh Selocan… Keşke ön yargısızca, Selahattin Demirtaş’ın bütün kitaplarını herkes okuyabilse… Toplumsal olayları, halkın içinden çıkan o bizden hikâyeleri, o ince mizahı ve güçlü kalemi herkes
Jamal
JamalSelahattin Demirtaş · Dipnot Yayınları · 2025354 okunma
Okunmaya değer bir eser daha..
160 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Öncelikle okurken hiç bitmesini istemediğim nadir kitaplardandı. Demirtaş'ın her zamanki akıcı üslubu ve ince mesajlarla dolu kalemiyle büyülenebilirsiniz. En çokta sokak yaşamını en detaylı biçimde betimlemesi ve aralarda aniden karşısınıza çıkan değerli bilgilerle zamanınızı ayırmaya değecek muhteşem bir eser olmuş. Kitabın sonu ise klişe bir şekilde bitecek sanıp çok realist bir şekilde bitmesi aşırı iyiydi.Ayrıca değinilen en güzel nokta olan kitabın adını da aldığı göçmenlere değinmesi en güzel mesajlardandı. Bunların dışında eşcinselliğe,tecavüze, cinayetlere , madde kullanımına ve varolan düzene başkaldırı niteliğindeki çoğu kişinin siyaset yapıyor diye anlayacağı noktalar yaşamın ta kendisi gerçek hayat yerine bir sürü güzelleme yapılan hayatları dinlemek çoğu insana daha cezbedici gelebilir ama böyle hayatlarda var ve bunu bir şekilde gözler önüne serilmesine minnettarız. Bir sonraki kitabı merakla bekliyorum..♡
Selahattin Demirtaş
Selahattin Demirtaş
Jamal
JamalSelahattin Demirtaş · Dipnot Yayınları · 2025354 okunma
Bazen en çok sesi çıkmayanlar anlatır en gerçek hikâyeyi.
160 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
“Jamal” Üzerine Birkaç Söz – Yaşayarak Okuduğum Bir Kitabın Ardından Bazı kitaplar vardır, okursunuz ve bitince kapatıp rafa koyarsınız. Ama bazı kitaplar vardır, sizi sayfaların arasına alır, içine çeker, kalbinize dokunur ve bir süreliğine orada kalır. Selahattin Demirtaş’ın Jamal adlı kitabı tam da böyle bir eserdi benim için. Okurken sadece karakterleri takip etmedim; onlarla birlikte yaşadım, yandım, umutlandım, bazen kahkaha attım, bazen içim acıdı. Her bir öyküde, her bir satırda, yaşanmışlığın izini, insani duyguların yoğunluğunu, toplumsal kırılmaların gölgesini iliklerime kadar hissettim. Demirtaş, sade ama güçlü diliyle hem bireysel hikâyelere hem de toplumun ortak yaralarına öyle zarif bir şekilde temas ediyor ki, anlatılanlar kurgu olmasına rağmen gerçeğin ta kendisi gibi geliyor. Jamal, sadece bir karakterin ya da bir olayın hikâyesi değil. Aynı zamanda bir coğrafyanın, bir halkın, bastırılmış umutların, dirençli kadınların, suskun çocukların ve konuşan yüreklerin kitabı. Her öyküde ayrı bir dünya kurulmuş, ama o dünyaların hepsinde tanıdık bir ses var: vicdanın, adaletin ve insan olmanın sesi. Selahattin Demirtaş’ın cezaevi koşullarında yazdığı bu eser, yazma cesaretinin, kalemin direncinin ve edebiyatın dönüştürücü gücünün bir kanıtı gibi. Kitabı bitirdiğimde kendimi sadece bir okur gibi değil, aynı zamanda bir tanık gibi hissettim. “Okumak yetmez, hissetmek gerek” derler ya… Ben bu kitabı sadece okumadım; yaşadım. Ve şimdi, içimde bir yerlerde Jamal’dan kalanlarla biraz daha insan, biraz daha farkında, biraz daha dirençliyim.
Jamal
JamalSelahattin Demirtaş · Dipnot Yayınları · 2025354 okunma
160 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Bazı kitaplar vardır, ilk sayfasında değil, son cümlesinde sarsar insanı. Jamal tam da böyle bir kitap. Sessizce başlar, ama bittiğinde iç sesinizi susturamazsınız. Selahattin Demirtaş, politik bir figürden çok daha fazlası olduğunu bir kez daha gösteriyor ve bu kez yargıların değil, kelimelerin gücüyle karşımıza çıkıyor. Kitap, sadece adını taşıyan bir öyküyle değil; kadınların, çocukların, yoksulların, göçmenlerin ve susturulanların hikâyeleriyle dolu. Her öykü bir yara gibi açılıyor, ama öyle bağırmadan, ajitasyona kaçmadan... Her cümle, duyulmayanların sesi, görülmeyenlerin aynası. Bu kitapta duygu var ama duygu sömürüsü yok. Adalet var ama klişe adalet kavramlarından uzak ve en önemlisi: İnsanlık var, vicdan var... Cezaevinden yazılmış olması bu kitabı daha da derinleştiriyor. Çünkü dışarıyı içeriden görmeye çalışan biri değil; içeriden, içeride olanı anlatan biri konuşuyor, bu da kelimelere bambaşka bir ağırlık yüklüyor. Jamal, sadece bir öykü kitabı değil. Bir yüzleşme, bir hatırlatma, bir çağrı… Bazen bir çocuğun ayakkabısında, bazen bir annenin bakışında, bazen de bir sınır kapısının ardında gizlenmiş insan hikâyeleriyle dolu. Bittiğinde yalnızca bir kitap kapağını değil, kendi iç dünyanı da kapatıyorsun ama kolay kolay unutamıyorsun… “Birbirimizin dilini konuşamıyorduk, ancak iyiliğin evrensel diliyle anlaşmak zor değildi.”
Jamal
JamalSelahattin Demirtaş · Dipnot Yayınları · 2025354 okunma
160 syf.
10/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Okuduğum en özel kitaplardan biriydi. Canım Demirtaş, bir an önce çıkıp imzalatacağım günü sabırsızlıkla bekliyorum. Son olarak eklemek isterim ki: Sokak özgürlüktür, özgürlük sokaktadır!
Jamal
JamalSelahattin Demirtaş · Dipnot Yayınları · 2025354 okunma
160 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Kitap beklediğimin çok çok üstünde okunası. Hem akıp gidiyor, hem güldürüyor, hem bilgilendiriyor dahası ağlatıyor. Çok keyf alarak okudum ama çabuk bitti. Kısa olsa da dolu dolu bir kitap.
Jamal
JamalSelahattin Demirtaş · Dipnot Yayınları · 2025354 okunma
160 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Sokak, modern yaşamın Amazonları, el değmemiş, işgal edilmemiş bakir topraklarıdır. Sokakta yaşamak, modernitenin kalbinden moderniteye isyandır, onun sahasında onun kurallarını sınırsızca ihlal etmek, onun dayattığı her şeyi reddederek özgürleşmektir. Modernitenin yasama, yürütme ve yargısı sokakta hükümsüzdür, kapitalizmin vergisi, faturası, kirası, kredi borcu, telefonu, reklamı, interneti, patronu, hisse senedi, faizi, maaşı, emekliliği de sokakta geçersizdir. Saç modeli, oje rengi, cilalı ayakkabı, ayakkabıyla uyumlu çanta, çantayla uyumlu çorap ya da kombin derdi yoktur sokakta. Sokakta ideoloji, din, parti, lider, önder, peygamber de yoktur. Devleti, kocası, babası yoktur sokağın. İnsanı sınırlayan, zorlayan, zincirlerle, prangalarla hareketsiz, nefessiz bırakan ne kadar engel varsa, tamamı sokakta anlamını yitirır. Sokakta yaşayanı bağlayan tek şey, özgürce seçip belirleyeceği kendi değerleridir. Sokak insanı, düşünürken devlet ne der diye hesap yapmaz veya kanun ne der, tanrı ne der, partim ne der, komşum, babam, kocam, karım, patronum, arkadaşlarım ne der gibi hesaplar içine girmez. Olabildiğince sınırsız ve özgür düşünür, özgür yaşar. Sokakta devinip duran kalabalıklar işte bunlardan habersizdir. Oysa tek ortak paydaları olan sokağa güvenseler, sokağa sığınsalar ve anlasalar sokağın bağrında saklı sırları, işte o zaman isyan ederler özgürlük uğruna. Ne demiştik: Sokak özgürlüktür, özgürlük sokaktadır!
Jamal
JamalSelahattin Demirtaş · Dipnot Yayınları · 2025354 okunma
160 syf.
·
Puan vermedi
·
35 günde okudu
Bazı hikâyeler sadece kelimelerden ibaret değildir; içinde yaşanmışlık, direnç ve insan ruhunun en derin izleri saklıdır. Jamal , sadece bir roman değil, aynı zamanda bir yoldaşın sesi, bir halkın hikâyesi ve mücadeleye adanmış bir kalemin yankısıdır. Selahattin Demirtaş’ın cezaevinde kaleme aldığı bu eser, sokaklarda büyüyen bir gencin mücadelesini, toplumun görünmez sınırlarını ve özgürlüğün bedelini anlatıyor. Jamal, ait olmak ile özgür kalmak arasındaki çelişkiye dokunurken, bireysel hikâyeler üzerinden toplumsal bir yüzleşmeyi gözler önüne seriyor. Bu noktada Sırrı Süreyya Önder’in mücadeleyle geçen yılları, halkın içinden gelen sesi ve unutulmaz kalemi akla geliyor. O da sözleriyle, sahnedeki varlığıyla ve hikâyeleriyle bir döneme damgasını vuran isimlerden biri oldu. Jamal , işte tam da bu direnişin ve anlatının bir devamı gibi… Her kelimesinde, hayatın içinde kalmaya direnen insanların sesi yankılanıyor. Karl Marx’ın dediği gibi, “Tarihin tekerleği hep ileriye ve iyiye doğru döner.” Jamal da bu dönüşü hızlandıran eserlerden biri… Mücadele devam edecek, hikâyeler anlatılmaya devam edecek ve sözler hiçbir zaman susmayacak. Işığı hiç sönmeyecek kelimelere selam olsun… Başımız sağ olsun.
Jamal
JamalSelahattin Demirtaş · Dipnot Yayınları · 2025354 okunma

Yazar Hakkında

Selahattin Demirtaş
Selahattin DemirtaşYazar · 4 kitap
Zaza kökenli Türk siyasetçi ve avukat olan Selahattin Demirtaş, Türkiye Büyük Millet Meclisi 26. dönem İstanbul milletvekili olup Halkların Demokratik Partisi eş genel başkanlığını 11 Şubat 2018 tarihine kadar yürütmüştür. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu olan Demirtaş, siyaset öncesi serbest avukatlık ve İHD (İnsan Hakları Derneği) Diyarbakır şubesinde yöneticilik yapmıştır. Uluslararası Af Örgütü Diyarbakır Şubesi ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın kurucuları arasındadır. 2007'de DTP'de Grup Başkanvekilliği yaptıktan sonra DTP'nin kapatılması sürecinde yeni kurulan BDP (Barış ve Demokrasi Partisi)'ye geçerek partinin 1 Şubat 2010 tarihinde yapılan olağanüstü kongresinde Genel Başkan seçildi. BDP'nin Halkların Demokratik Partisi'ne (HDP) katılması sürecinde 2014 yılında yapılan 2. Olağanüstü kongrede Figen Yüksekdağ ile birlikte HDP eş genel başkanlığına seçilmiştir. 2007 Türkiye genel seçimlerinde Diyarbakır, 2011 genel seçimlerinde Hakkâri ve Haziran 2015 genel seçimlerinde İstanbul milletvekili olarak meclise girdi. 4 Kasım 2016'da HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ve dokuz HDP'li milletvekili ile birlikte Türkiye Anayasası'na göre "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak", "terör örgütü üyesi olmak", "silahlı terör örgütüne üye olmak", "örgüt adına suç işlemek" iddialarıyla gözaltına alındıktan sonra tutuklanarak Edirne F Tipi Cezaevi'ne götürüldü. 21 Şubat 2017 tarihinde Doğubayazıt 2. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından "Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti devletini ve devletin kurum ve organlarını aşağıladığı" gerekçesiyle 5 ay hapse çarptırıldı.
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.