Man Booker finalisti, Orange Ödülü adayı ve Galaxy Ulusal Kitap Ödülü adayı bir kitaba, fiyatı da cüzi bir miktara inmişken kayıtsız kalmak olmazdı tabii. Doğayı ve fantastik ögeleri harmanlayan bir kurgusu olduğunu öğrenmem ise benim için ekstra cezbedici bir sebepti. Gelgelelim kitapta fantastik yönün hiç mi hiç ağır basmadığını söyleyebilirim. Jamrach'ın hayvan dükkanı sahnesi, kitapta, deniz yolculuğu serüveninin ön planda olması sebebiyle pek bir gölgede kalmış. Kitabın esas hikayesi, efsanevi bir ejderin peşinde yapılan zorlu bir deniz yolculuğuna odaklı. Bu kısımlarda deniz tutması yaşayabilirsiniz, kusma isteği bastırabilir, yer yer acayip duygulara kapılabilir ve sanrılara yakalanabilirsiniz. Midenizin de biraz sağlam olması gerek çünkü Kanibalizm örnekleri ile de karşılaşacaksınız. Bunun yanında ejderin de, belgesel hayranları tarafından ne çeşit bir hayvan olduğunun tahmini pek de zor olmayacaktır diye düşünüyorum. Yazarın anlatımı güzeldi, mekan tasvirleri hoştu lakin uzun cümleler, bazen başı sonu belli olmayan bir hal alıyor gibiydi. Tekrar okuma gereği duyduğum yerler oldu. Bazı yerlerde duygu yoğunluğunu pek yakalayamadığımı söylesem de yer yer, anın atmosferine kendimi kaptırdığım ve etkilendiğim sahneler oldu.
