Ersever'in kod adı "testereydi". Bunun nedeni ise işkencelerde testere kullanmasıydı. Ama arkadaşları ona hep ACE diyordu. Aslında o da bu lakabı tercih ediyordu. Bu lakap isminin baş harflerinden oluşuyordu. Bir de bir deterjan markasının adıydı.
Ama bir de bu harfleri kullanarak oluşturduğu ve her cinayetten sonra söylediği bir sloganı vardı:
"Teröre karşı en etkili deterjan ACE"
Ersever'in talimatıyla gözaltına alınan hiç kimse geri dönmüyordu. Şanslı olanların birkaç gün sonra cesetleri bulunuyordu. Ya da bir daha haber alınamıyordu.
Ersever'in kod adı "testereydi. Bunun nedeni ise işkencelerde testere kullanmasıydı.
Vedat Aydın direndi. Çünkü öldürüleceğini biliyordu. Sürekli, Benden hiçbir şey alamayacaksınız alçaklar diyordu. Sorguyu kameraya dahi aldılar. Sabaha kadar fiziki işkence sürdü ama tek bir bilgi vermedi.
Ersever, dönemin birçok katliamının ve siyasi cinayetinin planlayıcısı, ülkücü lideri Abdullah Çatlı'yla da tanışıyordu. Çatlı'yla onu tanıştıran da Muhsin Yazıcıoğlu’ydu. Ondan sonra da ülkücü hareketle ilişkisini hiç kesmedi.
Etrafta bekleyen gazetecileri de otobüse bindirdiler.
Ardından ellerindeki kalın sopalarla parti yöneticilerini, milletvekillerini ve gazetecileri acımasızca dövmeye başladılar. Bu da yetmedi, otobüsün kapılarını kapatıp camdan içeri göz yaşartıcı bomba attılar. Tam anlamıyla devlet eliyle yaratılan bir terör yaşanıyordu. Kent bir savaş alanına dönmüştü.