Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İskenderiye Dörtlüsü 1

Justine

Lawrence Durrell

En Yeni Justine Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Justine sözleri ve alıntılarını, en yeni Justine kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Çalışma notları
Her şey bizi ilerideki şeylere götürmez; bazıları da geriye, geçmiş şeylere götürür. Geleceğin uçuşan çeşitliliğiyle birlikte geçmişle şimdinin uzlaşarak tek bir şeye doğru koşması.
Sayfa 287
Her şey çevremizdeki sessizliği yorumlamamıza bağlı değil mi?
Sayfa 283
Reklam
... yavaş yavaş unutkanlığın erittiği anılar yoluyla insanın duyguları üstünde ince etkisini sürdüren İskenderiye var; dostların, çok eski olayların anısı. Zamanın ağır işleyen gerçekdışılığı onları kıskacına alıyor, çizgilerini bulanıklaştırıyor - öyle ki bazen bu satırlar gerçek insanların davranışlarını mı anlatıyor diye kuşkuya düşüyorum; yoksa çevrelerindeki dramı hızlandıran birkaç cansız nesnenin öyküsü mü - yani siyah bir göz çatkısının, bir saat anahtarının ve bir çift sahipsiz evlilik yüzüğünün...
Sayfa 283
Bütün bunlar beni kendime götürdü çünkü tuhaf bir biçimde ben de değişiyorum. Kendi kendine yeterli eski yaşamım biraz boş, biraz anlamsız gelmeye başladı. En derin gereksinimlerime artık yanıt vermiyor. Doğamın derinliklerinde sanki bir dalga yön değiştirdi. Neden bilmem ama, dostum, son zamanlarda düşüncem daha çok sana yönelmeye başladı. İçimden geçeni söyleyeyim mi? Aşkın bu yakasında arayıp bulabileceğimiz bir dostluk olabilir mi? Aşk sözcüğünü daha çok kullanmak istemiyorum - o sözcük, o sözcüğün bütün uzlaşmaları benim için iğrençleşti. Ama ondan daha derin, hatta sınırsız derecede derin, buna karşın sözcüklerin, düşüncelerin ötesinde bir dostluk bulunabilir mi? İnsanın sadık kalabileceği birini bulması gerek galiba, bedence sadıklıktan söz etmiyorum (o papazlara kalsın) ama suçlu ruhumuzla. Bu seni şimdilerde ilgilendirecek bir sorun olmayabilir. Bir-iki kez senin yanına gelip belki çocuğa bakma konusunda yardım önermek gibi saçma bir isteğe kapıldım. Ama artık hiç kimseye gereksinmen olmadığı, yalnızlığını her şeyin üstünde tuttuğun anlaşılıyor... Bir-iki satır daha, sonra sevgi sözleriyle bitiyor.
Sayfa 282
Bir sanatçı bizim gibi kişisel bir yaşam sürmez, onu gizler, duygularının gerçek kaynaklarına erişmemiz için bizi kitaplarına girmeye zorlar. Cinsellik, toplum, din (beynin bol bol gevezelik etmesine izin veren bütün ana soyutlamalar) gibi şeylerle uğraşan adamın gerisinde, dünyadaki sevecenlik eksikliğinden akıl almaz derecede acı duyan bir adam vardır.
Sayfa 282
Aşıklar arasında asla denklik olmuyor ne dersin? Biri daima ötekini gölgeleyip büyümesini engelliyor, gölgelenen daima kaçıp kurtulma, büyüme özgürlüğünü kazanma isteğiyle kıvranmak zorunda. Kuşkusuz aşkın tek trajik yönü de bu!
Sayfa 281
Reklam
İnsanın yaşamının büyük bir bölümü birden denize düşüverir.
Sayfa 281
Galiba olaylar duygularımızın bir tür açımlamasından başka bir şey değil – biri ötekinden çıkarılabilir. Zaman bizi alıp götürüyor (kendi kişisel geleceğimizi biçimleyen ayrı ayrı benler olduğumuzu cesaretle düşünebilirsek) - zaman bizi bizim çok az bilincinde olduğumuz duygularımızın hızıyla alıp götürüyor. Sence çok mu soyut?
Sayfa 280
Bu noktada hayat sanata öykünürse, tıpatıp gerçeğe benzeyecekti.
Sayfa 275
... dünya ne kadar da küçülebiliyor? Bu süre içinde hiçbir şey okumadım, hiçbir şey düşünmedim, hiçbir şey yapmadım.
Sayfa 270
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.