Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Simirna Cinayetleri 2

Kabus

Suphi Varım

Kabus Hakkında

Kabus konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.

Hakkında

Sonra yatağa girip düşüncelere daldım. Yetvart'la Marta Pamukyan'ın, Masis Nalbantyan'ın, Garbis Fırıncıyan'ın, Boğos Kilciyan'ın, Kevork Demirciyan'ın, Maryam Dadriyan'ın ve Hayganuş Külcüyan'ın görüntüleri belleğimde resmigeçit yaptı. Aralarında iki bulanık siluet de dolaşıyordu. Baba kız Bakırcıyanlar… Niçin öldürüldüklerini çok merak ediyordum. Kafamda belirsiz bir görüntü daha oluşuyordu. Katilin görüntüsü! (Kitaptan) Rumlar, Ermeniler, Yahudiler, padişah hafiyeleri... "Karanlıkta İki Ceset" romanıyla "2014 Polisiye Roman Ödülü" alan Suphi Varım, Simirna Üçlemesi'nin ikinci kitabı Kâbus'la 19.yüzyıl İzmir'inin nostaljik, bir o kadar da tekinsiz atmosferinde peşi bırakılmayacak yeni bir macera sunuyor okurlara...
Tahmini Okuma Süresi: 4 sa. 25 dk.Sayfa Sayısı: 156Basım Tarihi: Kasım 2016Yayınevi: Labirent Yayınları
ISBN: 9786055055325Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 51.9
Erkek% 48.1
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

Suphi Varım
Suphi VarımYazar · 17 kitap
Suphi Varım’ın çocukluğu, İzmir’in beton ormanına dönüşmediği yıllarda, sokak aralarında ve arsalarda Çelik Bilek, Tom Miks, Kaptan Swing ve Zagor olarak geçti. Demek ki hayal gücü zengin bir çocuktu. Ailesi mahalle arasındaki iki katlı evi bırakıp dönemin modernleşme simgesi apartmanlardan birine taşınınca Kulver Kalesi’nden ve Darkwood Ormanı’ndan kopan küçük Suphi, beton blokların arasında ne yapacağını şaşırdı, hüzünlendi. Yerli TV dizilerindeki ifadeler gibi oldu ama idare edin artık. Ne de olsa kahramanımız, annesi ve anneannesiyle birlikte Yumurcak, Sezercik ve Ayşecik türü acıklı filmlere pek sık giderdi. O yıllarda mahalle kitapçısında tesadüf eseri Agatha Christie’nin ‘Ölümün Sıcak Eli’ romanını buldu; okur okumaz da polisiyenin büyüsüne kapıldı. Christie’yi Mickey Spillaneler, Maurice Leblanclar, Carter Dicksonlar, falan filanlar takip etti. Türk Sanat Müziği sanatçıları işe hep Üsküdar Musiki Cemiyeti’nde başladıklarını söylerler ya, bizimki de bu polisiye ustalarının rahle-i tedrisatından geçerek yola çıktı. Kolej’de kendi kafasındaki arkadaşlarıyla gizli bir dedektiflik bürosu kurup apartman olmayı bekleyen metruk evlere girmeye, dedektifçilik oynamaya başladı. Bu arada söyleyelim ki dersleri tepetaklak gidiyordu. Ne yapsın? Ansiklopedi, polisiye, Rokambol, Fantoma hikâyeleri, çizgi roman okumak, Türklerin Anadolu’yu fethinden ve havuz problemlerinden daha cazip geliyordu ona. Zaman geçti ve genç Suphi Varım, artık Suphi Bey oldu. Yıllarca profesyonel yönetici olarak çalıştı. Yüksek lisansını ve doktorasını tamamlayıp ekonomi âlimleri arasına katıldı. Hatta bir üniversitede yardımcı doçent olup ders bile verdi. Bu yoğunluk içinde Nezihe’ye kocalık, Sedef’e babalık etmeye çalıştı. Derken, tarihî an geldi ve Suphi Bey, kırk dokuz yaşının baharında Tekaüt Suphi Beyliğe terfi etti. Çocukluk düşlerinin eşliğinde tam gaz polisiye yazmaya koyuldu. Yazar Suphi olarak kendini o küçük Suphi gibi hissediyor artık.