Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kadınlar: En Uzun Devrim

Juliet Mitchell

Kadınlar: En Uzun Devrim Gönderileri

Kadınlar: En Uzun Devrim kitaplarını, Kadınlar: En Uzun Devrim sözleri ve alıntılarını, Kadınlar: En Uzun Devrim yazarlarını, Kadınlar: En Uzun Devrim yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kadınların tâbiliğinin bir sorun, kurtuluşlarınınsa bir gereklilik olduğu, on dokuzuncu yüzyılın bütün büyük sosyalist düşünürlerince kabul ediliyordu. Bu kabul, devrimci hareketin klasik mirasının bir bölümünü oluşturmaktadır. Yine de, yirminci yüzyılın ortalarında bu sorun, neredeyse tamamen görmezlikten gelinmemiş olsa bile hayli uzun bir süre sosyalistlerin uğraştığı sorunlar arasında ikincil bir konuma itilmişti. Hatta belki de başka hiçbir temel sorunun kadınların kurtuluşu meselesi kadar unutuluşa terk edilmediğini söyleyebiliriz.
Marx’ın da dediği gibi: “Makine, kas gücünü vazgeçil­mez bir öğe olmaktan çıkardığı ölçüde, kasları zayıf, beden gelişmesi eksik, ama kolları bacakları kıvrak işçileri çalıştı­ran bir araç halini alır. Bu yüzden, kadın ve çocuk emeği, makine kullanan kapitalistin ilk aradığı şey olmuştur.”
Sayfa 44 - Agora KitaplığıKitabı okudu
Reklam
Millett, patriyarkal toplumun her yanını sarmış olan, erkeğin tahakkümü ve kadının boyunduruk altında tutul­ması sisteminin toplumsallaşma aracılığıyla kurulduğunu, ideolojik araçlarla sürdürüldüğünü ve kurumsal yöntem­lerle korunduğunu ortaya koyar. Yazar, bize patriyarkanın belirtilerini ve başarı sağlamada kullandığı bazı araçları an­latırken, gücün hak olmadığını gösterir, ama bence, kendi başına güç siyaset de değildir. Patriyarkanın nasıl olup da fiilen işlediği sorusu, bu işlerliği sağlayan yöntemlerin bir­birlerine eklemleniş biçimlerini söz konusu eden patriyarkanın nasıl işlediği sorusundan farklıdır. Başka bir deyişle, erkek egemenliği hayatımızın her alanına öylesine sızmış­tır ki, kendi işlerliğini sağlayan değişik yöntemleri gözler­den saklar.
Sayfa 14 - Agora KitaplığıKitabı okudu
Engels'e göre, ilk sınıf uzlaşmazlığı, “tekeşli evlilikte kadın ile erkek arasındaki uzlaşmazlığın gelişme­siyle aynı evreye rastlar; ilk sınıf baskısı da, kadın cinsinin erkek cinsi tarafından baskı altına alınmasıyla aynı evre­ye”.
Sayfa 8 - Agora KitaplığıKitabı okudu
Kuşkusuz, şimdilik geleneksel değerler sistemindeki en önemli çatlağı, evlilik öncesi cinsel deneyimlerdeki artış oluşturmaktadır. Çağdaş toplumda bu tür ilişkiler artık ne­redeyse meşrulaşmıştır.
Sayfa 60
Kadınlar işte sömürülürler, ardından eve gönderilirler..
Sayfa 38
Reklam
Bizim feminist sorular yönelip, bunla­ra bazı Marksist cevap bulmaya çaba harcamamız gerekir.
Sayfa 38
Kadınların neden hep ezilmiş olduklarını, hem şim­di nasıl ezildiklerini, hem de bu ezilmenin başka yerlerde nasıl farklılaştığını anlamamız gerekir.
..bir hareketin ‘olgunlaşmamışlığı’, hiçbir zaman ileriye gitmemek için bir gerekçe olmamalı.
Sayfa 28
...insan toplumu çelişkilerle doludur ve hep böyle kalacaktır.
Sayfa 25
Reklam
Tıpkı, ekonomik sınıfların ortadan kaldırılmasının ekonomik ‘aşağı sınıfın (proletaryanın) başkaldırmasını gerektirmesi gibi, cinsiyete dayalı sınıfların yok olması için de buradaki aşağı sınıfın (kadınların) başkaldırması gere­kir. Her iki durumda da devrim, bir ayrıcalığı elde etmek amacıyla değil, ayrımları ortadan kaldırmak içindir. Bu, hem materyalist analizin genişletilmesidir, hem de devri­min içerdiği anlamların genişletilmesi.
Sayfa 22
İnsan türünün dişisiyle erkeğinin birbirinden farklı olduğu kuşku götürmezdir, ancak önemli olan farklılık, çocuk doğurma yetisidir.
Sayfa 22
Feminizm bütün kadınları bütünsel bir ezilmişlikte bir­leştirir; yani, her kadını kapsar feminizm. Feminizm siya­seti, buna uygun olarak bütünsel bir saldırıdır.
Sayfa 20
Emilip yutuluyoruz gibi garip bir duygu var içimde..”
Sosyalistler, geleneksel olarak, aileyi ya görmezlikten gelmişler, ya da açıktan açığa onu zayıflatmaya çalışmış­lardır; bu tutumun gerekçesi olarak da akraba kayırmayı ve aile bağlarının kişisel başarıları kısıtlamasını göster­mişlerdir. Toplumu, aile dışında bir temele oturtmaya ça­lışan aşırılıklar, acı bir şekilde başarısızlığa uğramıştır. Bir sosyalistin arkadaşlarına ‘kardeş’, bir komünistin de ‘yol­ daş’ diye hitap etmeleri manalıdır. Hayattan alınacak en temel doyum, bir ailenin üyesi olmanın ve o aileyi yeni­ den üretmenin verdiği doyumdur. Bu gerçeği gizlemekle hiçbir şey elde edilmez.
Sayfa 3
46 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.