Kafa Dergisi - Sayı 26 (Ekim 2016)
Kafa DergisiKafa Dergisi - Sayı 26 (Ekim 2016) Sözleri ve Alıntıları
Kafa Dergisi - Sayı 26 (Ekim 2016) sözleri ve alıntılarını, Kafa Dergisi - Sayı 26 (Ekim 2016) kitap alıntılarını, Kafa Dergisi - Sayı 26 (Ekim 2016) en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Gökhan KOLABAŞ
"Lanet olsun" diyorum. "Lanet olsun çocukların saklambaç oynadığı sokağa düşen bombaya!"
Kafa DergisiKitabı okudu
Hülasa,
Gözün arkada kalmasın canımın içi
Eski sevgilim...
Çirkin çocukların, onları asla yarı yolda bırakmayan
Güzel arkadaşları oluyor...
Bildiğim şeyler muhteliftir. Mesela yalnızım diyecek kimse bulamamış yalnızlardan, adı duyulmamış yazarlardan, kahrından ölen müzisyenden anlarım.
Sayfa 7 - Sayı 69
telaşa gerek var
Eldekiler açlık, aşağılanma, cehalet, sefalet, açgözlülük, sahtekarlık, gasp, cinayet, işkence, insanın insana zulmü... Dünya'da sıradan bir gün.
Sayfa 4Kitabı okudu
Gökhan DAĞISTANLI
"Bir hoyrat bakış var gözümde şimdi. Ne kadar uyuyarak yaşarsak o kadar ölüyormuşuz gibi geliyor."
Sayfa 55Kitabı okudu
Emrah Serbes
"Acıya hüzün eşlik ederse fazlalıklarını atıp özüne kavuşursun. Acıya kin karışırsa inceliklerini yitirip taşa dönüşürsün."
Sayfa 4Kitabı okudu
Sunay Akın
"Tarih sarayların, iktidarların, siyasetin geçmişi değildir. Tarihi 'tarih' yapan hayallerdir."
Sayfa 33Kitabı okudu
Bedia Ceylan GÜZELCE
"Dünyanın yıkıldığını biliriz ama gözümüzle göremeyiz. Seninle benim aramda da yıkılmış bir dünya var artık."
Sayfa 29Kitabı okudu
Cem Davran
"Dostuna para vereceksen borç olarak verme, durumun varsa hediye et. Borç olursa beklersin ödemesini, ödeyemezse hem paranı hem de dostunu kaybedersin."
Sayfa 23Kitabı okudu
Rıdvan Akar
"Ölüm ve katliamların eksik olmadığı bu acılı ülkede yaşanan her kötü olayın sonunda, "Ülke bu kadar acılıyken, filanca bayram kutlanamaz" gerekçesiyle, milli bayramlar giderek gündelik yaşamımızdan birer birer eksilmeye başladı."
Sayfa 20Kitabı okudu
yan dönse kulaklarından akacak mısralara, yumruğunu sıkıp uyuduğu gecelere, bitmeyen öfkesine, dinmeyen neşesine, şu hayatı cevizli tahinli bir kabak tatlısı gibi kendinden geçerek çatallayan iştahına ne oldu?
bir uçurumdan atlamadığıma göre ya da bir silahla beynimi patlatmadığıma, çoktan yalanlanlarla yaşamayı öğrenmişim demektir.
Bazı kulaklar, bazı şarkıları hiç hak etmiyor...
Sayfa 40 - Celil NalçakanKitabı okudu