Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Kafa Dergisi Sayı: 42

Kafa Dergisi

Kafa Dergisi Sayı: 42 Gönderileri

Kafa Dergisi Sayı: 42 kitaplarını, Kafa Dergisi Sayı: 42 sözleri ve alıntılarını, Kafa Dergisi Sayı: 42 yazarlarını, Kafa Dergisi Sayı: 42 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Şimdi senin o durgun ve her şeyden çekilmiş halini, bir yaşam tembelliği zannediyorlar."
ve ben kendime bu zamanda en çok neden acı duyduğumu sorduğumda, böylesine ölçüsüz acılar yaratan bir zamanda her şeyi birlikte duyumsayamamaktan, bu zamanın insanlarla birlikte insani acıları birlikte duyumsama gücünü de katletmesinden acı duyduğumu itiraf etmek zorunda kalıyorum.
Reklam
• ve ben kendime bu zamanda en çok neden acı duyduğumu sorduğumda, böylesine ölçüsüz acılar yaratan bir zamanda her şeyi birlikte duyumsamamaktan, bu zamanın insanlarıyla birlikte, insani acıları birlikte duyumsama gücünü de katletmesinden acı duyduğumu itiraf etmek zorunda kalıyorum.
kimse kabullenmiyor ama karanlıkta uyuyup karanlığa uyanıyoruz her sabah. hepimiz gerçeği bildiğimiz halde, birbirimize fena yalanlar atıyoruz iyilik, sağlık, mutluluk üzerine. pek çok insan gibi ben de eski neşemi arıyorum, mumla. karanlıkta ve mumla.
ve ben kendime bu zamanda en çok neden acı duyduğumu sorduğumda, böylesine ölçüsüz acılar yaratan bir zamanda her şeyi birlikte duyumsayamamaktan, bu zamanın insanlarla birlikte insani acıları birlikte duyumsama gücünü de katletmesinden acı duyduğumu itiraf etmek zorunda kalıyorum.
etrafımızda her gün onlarca şey oluyor. hepsi de önemli, çünkü çoğunda vicdan yaralayan, kabul edilemez nitelikte şeyler var. çağına, aklına, yaşamına aykırı olduğunu görüyorsun. fakat hepsine yetişme fikri artık imkansız olduğundan içsel hiyerarşiler yaratıyorsun. sıralama ölçütleri geliştiriyorsun "önemli-önemsiz-az önemli-anlamsız" şeklinde. sonra derinlerden bir çelişki gelip yakana yapışıyor: acaba ben kötülükle uzlaşıyor muyum?
Reklam
söz konusu intikam olunca hayattan daha zalim, hayattan daha gaddar bir cellat yok.
kimse kabullenmiyor ama karanlıkta uyuyup karanlığa uyanıyoruz her sabah. hepimiz gerçeği bildiğimiz halde, birbirimize fena yalanlar atıyoruz iyilik, sağlık, mutluluk üzerine. pek çok insan gibi ben de eski neşemi arıyorum, mumla. karanlıkta ve mumla.
özgürlüğü, bu topraklarda, vaatlerle dolu bir alandan ziyade bir tehdit olarak algılıyoruz; kuvvetle muhtemel ki, bugüne kadar o özgürlükle ne yapacağımıza dair pek bir fikir geliştirme şansına sahip olamadığımızdan.
toplumların ruhunu, köprüleri, çift yönlü otobanları, viyadük ve döner kavşakları ve hatta görkemli anıtları dahi değil, büyük düşünce insanları ve sanatçıları taşıyor.
Reklam
felsefe, mâlumunuz, bilgi sevgisi anlamına gelen bir sözcüktür ve toplumumuzda pek hoş karşılanmaz.
Bizim büyük kahramanlık masallarına ihtiyacımız yokmuş. Öykülerimizi birbirimizle tamamlamak istemişiz sadece.
İyi hikâyeler, sonuna geldiğimizi düşündüğümüzde olur.
Aile, toplum, devlet eliyle ele geçirdikleri güçle sağladıkları kontrolü felakete çevirmekte üstlerine yok. Bu felaket eninde sonunda biz kadınları buluyor. Çünkü biz toplumun, devletin, sistemin çaresiz bıraktıklarıyız.
109 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.